ABD Hazine Bakanlığı önceki gün yayınladığı yaptırımlar listesinde Suriye’den çok sayıda şahıs ve kurumu yaptırımların hedefine koyduğunu açıkladı. Yaptırımlara hedef olan kurumlar rejim güvenlik bürokrasisinin parçaları olurken şahıslarda ise bu kez çeşitlilik var. Rejimin muhtelif istihbarat unsurlarına ek olarak Ahrar’uş Şarkiye ve HTŞ’ye yakın figürler de yaptırımların kapsamına girdi.[1]
Yaptırım listesinin başını rejim istihbari unsurları çekerken ABD Hazine Bakanlığı’nın açıklamasında yaptırım kapsamına giren kurum ve kişilerin işkence ve infazlar başta olmak üzere çok sayıfa insan hakları ihlalinin tarafı oldukları vurgulandı. Sezar skandalından yola çıkarak rejim istihbaratının çeşitli şubelerinin muhaliflerin sistematik işkence ve infazlarını gerçekleştirdiği BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşlarca kanıtlanmıştı. Bu eylem ve kurumlar hakkındaki raporlamalar ABD yaptırımlarına da zemin hazırladı. Binlerce tutuklunun işkenceye maruz kaldığı Sednaya Hapishanesi listeye konulurken rejime bağlı istihbarat şubeleri de doğrudan zikredildi. Rejim İstihbarat Genel Müdürlüğü 215. Şube, 216. şube, 227.şube (el-Mıntaka), 235.şube (Filistin Şubesi), 248.şube (Soruşturma Şubesi), 251.şube (el-Hatib Şubesi) ve 290.şubeleri (Halep Şubesi) söz konusu yaptırımlarda kendilerine yer buldu. Ayrıca evvelki yaptırım listelerinde de yer alan Rejim Askeri İstihbarat Direktörlüğü bu listede de hedef alındı. Kurumun ve şubelerinin haricinde istihbaratçı şahıslar da yaptırıma maruz kaldı. Tümgeneral Kifah Mulhem işkence ve infazları koordine etmek haricinde kuzey Suriye’de ateşkes çabalarını engellemekle itham edilirken Vafık Nasır Dera’daki katliamlardan Asıf el-Dikr ise Filistinli mültecileri hedef alan kaçırma ve cinayetlerden sorumlu tutulmakta. Bir diğer istihbaratçı rejim generali Malik Ali Habib ise Tedmür’de onlarca siyasi hükümlünün yakılmak da dahil olmak üzere çeşitli yöntemlerle öldürülmesi sebebiyle sorumlu tutularak bu yaptırım listesinin kapsamına girdi. Rejim cenahında istihbarat kurumları haricinde Lazkiye merkezli milis gücü Saraya el-Ariin grubu da yaptırımlara hedef oldu.
Rejim unsurlarının dışında listeye giren kurum ve kişilerin başında Ahrar’uş Şarkiye gelmekte. Grup Hevrin Halaf’ın öldürülmesinden sorumlu tutulurken aynı zamanda yağmacılık, işkence, adam kaçırma ve cinayet gibi suçlamaların da yer aldığı geniş bir suç karnesiyle suçlanmakta. Ahrar’uş Şarkiye’ye yöneltilen bir diğer suçlama da eski Daeş mensuplarını bünyesinde bulundurma iddiası. Eski Daeş mensuplarının bünyeye katılması ve Halep bölgesindeki insan hakları ihlallerinden sorumlu olarak tutulan Ahrar’uş Şarkiye mensubu Ahmed İhsan Feyyad el-Hayes ve kuzeni Raed Cessim el-Hayes Ahrar’uş Şarkiye ile bağlantılı şahıslar olarak listede yer aldılar.
Listede son olarak ise HTŞ bağlantılı figürler yer aldı. Hasan el-Şaban HTŞ’ye teknolojik destek, hizmetlere ulaşım ve mali destek gibi başlıklarda katkı sağlamakla suçlanmakta. Hedef alınan bir diğer HTŞ unsuru Faruk Feyzimatov ise sosyal medya propagandası, yeni milislerin devşirilmesi ve örgüt için bağış toplama gibi ithamların merkezi konumunda. HTŞ’nin kimi Batılı kurum ve şahıslarca anaakım bir profil olarak tanımlanma çabalarına karşın bu yaptırımlar ABD’de HTŞ’ye yönelik bakışın henüz değişmediğini göstermekte.
Ömer Behram Özdemir
[1] https://home.treasury.gov/news/press-releases/jy0292 , Erişim Tarihi: 29 Temmuz 2021.