Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan COVID-19 salgını, çağımızın tanımlanan en büyük küresel sağlık krizi haline geldi. Ülkeler virüsü kontrol altına alabilme adına, seyahat kısıtlamaları getirmek, vatandaşlarını karantinaya almak, test yapmak, ilaç ve aşı geliştirmek, uluslararası toplantıları iptal etmek ve okulları geçici olarak kapatmak gibi tedbirlerle virüsle savaşmaya devam ediyor. Devletler, ‘Koronavirüs laboratuvarda mı üretildi? sorusuna yanıt aramaya devam ederken yıllardır “insani kriz üreten” Esed rejimi, saldırını artırmaya devam ediyor.
Avrupa ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya gibi gelişmiş ülkelerde, ekonomik ve toplumsal yaşamı sınırlayarak virüsün yayılımını durdurmaya çalışken Suriye rejimi de kontrol ettiği alanlarda çeşitli kısıtlamalara gitti. Rejim, salgın nedeniyle göstermelikte olsa sınırlarını kapattığını ve vilayetler arasında ulaşımı yasakladığını duyurdu. Okulları ve restoranları kapattı. Sokağa çıkma yasağı ilan ederek kamu kuruluşlarına saat ve çalışan sınırlaması getirdi.[1] Toplu taşımayı durdurdu. Bazı tutukluları tahliye etti. 13 Nisan’da yapılacak parlamento seçimlerini önce 20 Mayıs’a daha sonra 19 Haziran’a erteledi.[2]
Dünya bu salgın ve etkileriyle mücadeleye odaklanırken, Esed rejimi koronavirüs ile mücadele de dünyayı kandırmaya devam ediyor. Rejimin sınırlarını kapattığını duyurmasına rağmen binlerce İran, Irak ve Lübnanlı Şii, Şam’daki Seyyide Zeynep türbesini ziyaret ediyor. Bölgeden gelen görüntülerde türbenin duvarlarında öldürülen İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin resmi görülüyor. Orada bulunanlar duvardaki resmi öpüyor. Bu noktada binlerce kişinin virüsün yayılımını sağladığını söylemek mümkün. Tüm dünyada uygulanan sosyal mesafe gibi kuralları hiçe sayan kalabalıkların aynı zamanda ülkede rahat bir şekilde seyahat etmesi, rejimin dünya kamuoyunu kandırdığının en net göstergesidir.
Rejimin yıllardır okulları ve hastaneleri hedef alarak kan gölüne çevirdiği ülkede, eğitim ve sağlık sistemi de durma noktasına gelmiştir. 3 milyon Suriyeli çocuğun mülteci olarak ülkelerini terk etmek zorunda kaldığı ve öğretmenlerin öldürüldüğü ya da ülkenin başka bölgelerine kaçmak zorunda bırakıldığı dikkate alındığında rejimin kapattığını iddia ettiği okullarda uzun süredir zaten eğitim yapılmadığı bilinmektedir. Siyasal ve ekonomi sistemi neredeyse tamamen İran ve Rusya’ya bağlı rejimin sağlık sistemi de bu iki devlete bel bağlamış durumda.
Salgının İran’da kontrolden çıkması ve vaka sayılarının hızlı bir şekilde arttığı dönemde Suriye’de görev yapmış üst düzey İranlı generallerin ve siyasilerin koronavirüsten ölmesi akıllara salgının Esed’in kurmaylarına sıçrama durumunu akıllara getiriyor.
Sahadan gelen bilgilere göre, medyaya sürekli demeç veren üst düzey rejim askerlerinin son dönemde ortalıkta görülmemesi rejimin ordudaki vakaları gizlediği yönünde yorumlanıyor. Ayrıca İranlı milislerin rejim bölgelerinde koronavirüsün yayılmasına neden olduğu belirtiliyor. Irak sınırındaki El Kaim sınır kapısı üzerinden günde binlerce kişi kontrolsüz bir şekilde ülkeye giriş çıkış yapıyor. Bu bağlamda Iraklı yetkililer Suriye’den ülkelerine dönen hacıların bazılarının koronavirüs test sonuçlarının pozitif çıktığını açıkladı.
–“Esed rejimi, koronavirüs vakalarını saklayarak insanlığa karşı suç işlemeye devam ediyor”
Rejimin Sağlık Bakanı Nizar Yazıcı, 22 Mart’ta ilk vakayı açıkladı.[3] Daha sonraki süreçte ülkede 164 vakanın 68’inin iyileştiği 6 kişinin ise öldüğü belirtildi.[4]
Sağlık sistemi çökmüş, sağlık personelinin yarısından fazlası zorla göçe tabi tutulan bir ülkede, iç savaş sırasında çok sayıda hastanenin de yıkıldığı göz önüne alındığında koronavirüs, Suriye için daha büyük bir tehdit oluşturuyor.
Yıllardır çocuk yaşlı demeden kimyasal silah kullanarak bölge halkını katleden Suriye rejimi, koronavirüs vaka verilerini saklayarak da insanlığa karşı suç işlemeye devam ediyor.
Koronavirüs vaka sayısını gizlemekle suçlanan ve virüsün çıkış kaynağı olan Çin, Suriye’ye 2 koli sağlık ekipmanı göndermişti.[5] Rejim neredeyse tamamen İran’dan ve Rusya’dan gönderilecek sağlık yardıma bel bağlamış durumda. Rusya’nın Şam Büyükelçisi Aleksander Yefimov, koronavirüse karşı koymak için işbirliği konusunda rejime destek vereceklerini açıkladı.[6] İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de Şam’da Esed ile görüşmesinde koronavirüsle mücadelede rejimin yanında olduğunu belirtti. Ancak Çin, Rusya ve İran dünya kamuoyunda koronavirüse karşı etkin mücadele etmemekle ve verileri gizlemekle suçlanırken rejime destek açıklamalarının bu küresel sağlık krizinin aşılmasında bir karşılığı yok.
Öte yandan son günlerde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), koronavirüsün yayılmasının önlenmesi için rejim ile ortak çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda Şam, Halep, Humus, Deyr ez Zor, Lazkiye ile Kamışlı’da birlikte karantina birimleri oluşturuluyor.[7] Bu bölgelere de test kitleri sağlanıyor. Rejim halkın mevcut sağlık ihtiyaçlarını karşılayamadığı gibi ve ülkede hijyen koşullarının da çok kötü olması salgının uzun vadede ülke geneline yayılacağını gösteriyor.
Koronavirüs testi yapacak az sayıda tıbbi personel olması ve ülkede tıbbi laboratuvarın yok denilecek kadar az olması sebebiyle kimyasal silah üretilen merkezlerin virüs araştırması amacıyla kullanılacağı belirtiliyor. Ülkede 2011’den beri yaptırımlar ve ambargolar olmasına rağmen kontrol ettiği birçok bölgede kimyasal silah tesisi kuran ve kendi vatandaşları üzerinde bu silahları test eden Esed rejimi, ilaç ve tıbbi malzeme üretimi konusunda dünyadan “insani” yardım bekliyor.
[1] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52107218
[2] https://www.indyturk.com/node/175601/d%C3%BCnya/suriyede-se%C3%A7imler-koronavir%C3%BCs-y%C3%BCz%C3%BCnden-bir-kere-daha-ertelendi
[3] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/esed-rejimi-ilk-koronavirus-vakasini-acikladi/1775287
[4] https://en.wikipedia.org/wiki/Template:COVID-19_pandemic_data
[5] https://www.cnnturk.com/dunya/cinden-suriyeye-iki-kolilik-koronavirus-yardimi-tartisma-konusu-oldu
[6] https://sana.sy/tr/?p=207273
[7] https://www.who.int/news-room/feature-stories/detail/who-continues-to-support-the-fight-against-coronavirus-in-syria