Suriye Milli Ordusu (SMO) 1. Kolordu Komutanı Muataz Reslan, Suriye’deki askeri ve politik durumu Suriye Gündemi’ne değerlendirdi.
Röportajı gerçekleştiren: Ömer Özkizilcik
Muataz Reslan hakkında detaylı bilgi için Suriye Gündemi tarafından hazırlanan biyografiye aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
Sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Muataz Reslan, Birinci Kolordu’nun komutanıyım. Daha önce pilottum. 2012’de rejim ordusundan ayrılarak Devrimci Özgür Suriye Ordusu’na katıldım. 2012’den şimdiye kadar Suriye’den hiç ayrılmayarak rejim ile savaştım. Benim için ayrı bir şeref olan da DEAŞ ve YPG’ye karşı savaşmış olmam. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatlarına katıldım.
SMO’nun hedefleri nedir ve Suriye’nin geleceğinde kendilerini nerede görüyorlar?
SMO, Esed rejimin, diktatörün zulmüne karşı çıkan halkın bir uzantısı, SMO’nun hedefi özgürlük, adalet ve eşitlik gibi sloganlarımıza ulaşıncaya kadar rejime ve diğer terör örgütlerine karşı savaşmaya devam edeceğiz.
Suriye’de bir barış olursa SMO’ya ne olacak?
Şuan Suriye’de bizim de en çok istediğimiz barışın ve huzurun Suriye’ye yerleşmesi ve en öncelikli hedefimiz Beşar Esed rejiminin sona ermesidir. İktidarı devam ettikçe hiç bir şekilde barış olamaz. Bu yaşadığımız serüvenden dolayı Beşar Esed’i Suriye toplumunu kabul edeceğini kesinlikle düşünmüyorum. Esed bir savaş suçlusu olarak yüzbinlerce insanın işkence ile ölmesine ve milyondan fazla insanın ortadan kaybolmasına sebep olan bir kişidir. Savaş uçakları ile uluslararası hukuka göre yasak olan birçok silahı halka karşı kullandı. Bundan dolayı bizim en küçük hedefimiz Esad’ın Suriye’den çekilmesi veya yönetimi tamamen bırakmasıdır.
Bunu askeri olarak gerçekleştirebileceğinize inanıyor musunuz?
Bizim hedefimiz bir zalim ve diktatör bir rejim var. Bu rejimi yıkmak için barışçıl ve siyasi yolları ile askeri yolları kullanacağız.
SMO’nun sahadaki mevcudiyeti ne kadar büyük ve önümüzdeki dönemde operasyon yapmayı öngörüyor mu?
Biz şuan Suriye meselesinin barışçıl yollarla çözülmesini temenni ediyoruz ama biz SMO olarak silah ve ekipman olarak savaşa hazırız. Bizim asıl hedefimiz bu zafere ulaşmaktır. Bu zafere ulaşana kadar her yönüyle mücadeleye devam edeceğiz.
UÖC’nin SMO’ya katıldığı ilan edilmişti, an itibariyle UÖC’nin SMO’ya katılma süreci ne durumdadır?
UÖC bizimle birlikte. 6 ay önce SMO’ya katıldılar ve sahadaki tüm devrimci gruplar bir çatı altında toplandı. Şuan sahadaki şartlardan dolayı SMO’yu düzenli ve hiyerarşik bir yapıya dahil olmadı. Operasyondan operasyona koştuğumuz için bir türlü istenilen yapıyı tamamen kuramadık. Askeri gruplar kendilerinin SMO’ya bağlı olduklarını ilan ettiklerinden itibaren sürekli çatışmalar yaşandı ve bundan dolayı şuana kadar ciddi bir çalışma yapılmadı.
Bazı iddialara göre HTŞ kendisini lağvedip SMO’ya katılacağı söylendi. Bu iddialar hakkında ne diyorsunuz?
Benim görüşüme göre onlar kendilerini lağvetmeyecek ve onlar bölgedeki varlıklarını devam ettirecektir. Yok, hiçbir şekilde onlarla görüşmemiz, diyaloğumuz veya buluşmamız gerçekleşmedi.
Türkiye’deki Suriye mültecilerin savaşmadığına yönelik eleştiriler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Şuan ben Türkiye’de kalan buradan sizin aracılığınızla Suriyeli mültecilere bir mesaj vermek istiyorum. Suriye’ye dönün, özgürleştirilmiş bölgelere dönün. Herkes kendi kapasitesine göre çalışsın, isteyenler bize katılsın ve böylelikle ülkemizi beraber özgürleştirelim. İkinci mesajım da Türkiye halkına ve eleştiri yapan insanlara olacak. Her Suriyelinin arkasında acı ve dramatik bir hikayesi var. Bu acı hikayeyi unutmasınlar. İnsanlar ailelerinden kardeşlerini anne ve babalarını kaybettikleri için kaçmak zorunda kaldılar.
Türkiye’nin Suriye’deki varlığı ve Suriye politikası hakkındaki görüşünüz nedir?
Bizim Suriye’deki varlığımız ve hayatta kalmamız Türkiye sayesinde devam ediyor. Şuan en son yapılan Bahar Kalkanı Harekatı ile ilgili değerlendirme yapacağım. Rusya büyük bir devlettir ve uluslararası bir güçtür. Türkiye’nin bize vermiş olduğu destekle bizim onlara karşı verdiğimiz mücadele adeta bir destandır. Türkiye’ye müteşekkiriz, onların desteği olmasaydı İdlib olmayacaktı. İdlib İranlı Şii milislerin ve rejim milislerin eline geçecekti. Türkiye’nin onlara vermiş olduğu hezimet tüm İslam dünyası için önemli bir mesaj oldu. İnşaAllah bu darbe Esed’i bitirecek bir vurucu darbeydi ve Esed’i bitirecek vuruşun bir ön hazırlığı oldu. Türkiye’nin yapmış olduğu en son operasyon ile Suriye halkının “Muhammedi” ordu olarak bildiği Türk ordusuna güveniyor. Türkiye bölgeyi koruyacağını tüm dünyaya mesaj olarak verdi.
İdlib’ten BPH bölgesine geçecek olursak, son dönemde SMO’nun özellikle Rasulayn bölgesinde demografik değişim yapıldığı ve SMO savaşçıların aileleri bölgeye taşındığı iddia ediliyor. Bunun hakkında ne diyorsunuz?
BPH bölgesinde sizin de daha önce verileriniz var ve bu veriler bize gösteriyor ki 80%’i Arap’tır. Irkçı bir tablo çizilmeye çalışılsa da bölge insanı Arap’tır. Özellikle Tel Abyad Kürt olarak gösterilmeye çalışılsa da, o bölge de Arap’tır. Eğer biz şuan aileleri getirecek olursak, sadece o bölgenin insanların ailelerini getirecek oluruz. Biz bölgenin halkını geri dönmesini istiyoruz. Bölge halkı geri döndüğünde onun Arap, Türkmen veya Kürt olup olmadığını sormayız ve bizim kimsenin etnik aidiyeti ile sorunumuz yoktur.
Otobüsler ile Rasulayn’a gidenler kim?
Rasulayn’ın köylerinde sadece bölgenin insanı yaşıyor, ancak Rasulayn şehrinde bölgede görev yapan ve bölge insanlarından olan kişilerin aileleri en son otobüsler ile bölgeye taşındı. Sayıları da çok az.
SMO’nun içerisinde zaman zaman yasadışı faaliyetlerin yaşandığı aktarılıyor. SMO bunları engellemek için ne yapıyor?
Yasadışı faaliyetlerin ve iç çatışmaların yaşanmadığını söyleyemem ama bunların sayısı çok az. Ancak bize karşı düşman olanların basın gücü güçlü olduğundan, olayı alıp büyütüp sunuyorlar. Biz SMO olarak bunları önlemeye çalışıyoruz. Öncelikle “Manevi Rehberlik” ofisimiz ile SMO’daki tüm askerlere değerler eğitimi veriyoruz. Fakat bir suçun işlenilmesi durumuna karşı, Askeri Polis Teşkilatı’nı ve Askeri Yargı’yı kurduk. SMO’dan birisi suç işlediği takdirde polis gözaltına alıyor ve suçlu Askeri Yargı’daki hukuki süreç sonucunda gerekli olan cezayı alıyor.