Afrin operasyonun boyutları
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Tokat 6. Olağan İl Kongresi’nde “Önümüzdeki günlerde inşallah, Fırat Kalkanı Harekatı ile ilk adımını attığımız güney sınırımızı terörden arındırma operasyonunu Afrin’le devam ettireceğiz” açıklaması üzerine dikkatler Afrin üzerine döndü. Erdoğan son yaptığı açıklamasında, “TSK, en kısa sürede Afrin ve Münbiç meselesini Allah’ın izniyle halledecektir. Hazırlıklarımız tamamlanmıştır harekat her an başlayabilir. Ardından da sıra diğer bölgelere gelecektir.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu minvaldeki açıklamaları ve Feylak uş Şam sözcüsü Muaz Ebu Ömer’in Baladi News’e verdiği demeçlerde; 20 bin ÖSO savaççısının Afrin operasyonu için hazır olduğunu ve yakında başlayacağını açıklaması, Afrin operasyonu beklentisini artırdı. Diğer taraftan Rusya ve ABD’nin olası bir Afrin operasyona karşı hamleleri ve tutumları önem arz etmektedir.
Rusya’nın tutumu
Türkiye’nin uzun süredir Afrin’e yönelik hazırlıkları sürdürdüğü ve söylem bazında Afrin meselesini sürekli sıcak tuttu. Afrin bölgesindeki YPG militanlarının Rusya’nın askeri üslerine ev sahipliği yapmaları dolayısıya, Türkiye Afrin operasyonunu başlatamadı. Rusya’nın Afrin bölgesinde 5 tane askeri üs bulundurduğu bilinmekte. Rusların askeri üsleri, YPG’nin Türkiye destekli Suriyeli muhaliflerle olan sınır bölgelerine yakın yerlerde bulunmaktadır.
Türkiye’nin Afrin operasyonu için Ruslarla anlaşma sağladığına yönelik birçok iddia bulunsa da, bu iddiaların doğrulamak oldukça güçtür fakat Afrin operasyonu gerçekleştiği senaryoda, Rusların verdikleri tepkiler bu soruya ışık tutacaktır. Diğer yandan Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un yaptığı son açıklamalarda, Rusya’nın Afrin operasyonuna karşı olduğu görülmektedir.[1] Lavrov’un ifadelerinin Fırat Kalkanı Harekatı örneğindeki gibi söylem düzeyinde kalıp kalmayacağı önemli bir soru işareti. Rusların Afrin Operasyonu esnasındaki tutumları ve bölgedeki varlığı operasyon önünde oluşabilecek en büyük engellerin başında gelmektedir. Lavrov açıklamalarında ayrıca ABD’nin YPG üzerinden gerçekleştirmeyi planladığı 30 bin kişilik “Sınır Koruma Ordusu’nun” Suriye’nin toprak bütünlüğüne zarar vereceğini ve ABD’den açıklama beklediklerini ifade etti.[2]
Amerika’nin muhtemel tepkileri
Olası bir Afrin operasyonu karşısında ABD’nin vereceği tepki ayrı bir merak konusu. ABD, PKK/YPG’nin yönettiği Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) sahadaki müttefikleri olarak görmektedir. ABD Tabka bölgesinde YPG güçlerini Esad rejimi ve rejim yanlısı milislere karşı hava saldırısı ile korumuştu. Ayrıca ABD, YPG üzerinden uzun dönemli Suriye üzerinde etki alanı oluşturmayı ve YPG bölgelerini ABD kuvvetleri ile korumayı planladığı bilinmektedir.[3] Nitekim DAEŞ Suriye’de önemli ölçüde geriletilmiş olsa da, Pentagon 2018 senesi için YPG’ye olan resmi destek planlamasını 2017 senesindeki 430 milyon dolardan, 500 milyon dolara yükseltti.[4]
ABD’nin son dönemlerde YPG’ye birçok ağır ve hafif silahı teslim ettiği ve bunların arasında zırhlı araçlar ve anti-tank güdümlü füzeler bulunduğu bilinmektedir.[5] ABD ayrıca YPG militanlarına askeri eğitim verdi ve eğitim kapsamında birçok keşkin nişancı yetiştirdi. İlaveten, ABD Afrin haricinde YPG bölgelerinde birçok askeri üs kurdu.[6]
YPG’nin olası karşı hamleleri
Türkiye’nin Afrin operasyonu başlatması durumunda, YPG militanlarının Türkiye-Suriye sınırı boyunca hareketlenip, Türkiye içindeki hedeflere karşı saldırı gerçekleştirme ihtimali düşüktür. YPG’nin Türkiye sınırına yönelik saldırıları Türkiye’nin Suriye sınırına ördüğü duvar ve güvenlik önlemleri sayesinde ciddi bir tehlike arz etme ihtimali azdır. Ayrıca bu şekilde bir saldırının ABD’yi NATO müttefiği olan Türkiye karşısında zor duruma düşereceği kesindir. Bu sebeplerden dolayı YPG’nin Suriye sınırları içinde saldırıya geçmeyi tercih etmesi muhtemeldir. Ayrıca PKK üzerinden Türkiye sınırları içerisinde terör saldırıları gerçekleştirilebilir. Fakat Türk güvenlik güçlerinin son dönemlerdeki operasyonlarının başarıları sayesinde, PKK terör eylemlerin sayıları ve etkileri sınırlı olacaktır.
YPG’nin Suriye sınırları içerisinde saldırı gerçekleştireceği muhtemel bölge Fırat Kalkanı Harekatı ile kurtarılan Kuzey Halep’teki bölgelerdir. Bu durumda YPG Menbiç bölgesi üzerinden El-Bab ve Cerablus hattına doğru saldırı başlatabilir. Bu durumda TSK ve Türkiye destekli Suriyeli muhaliflerin batıda ve doğuda aynı anda savaşması gerekecektir. Bölgedeki Suriyeli muhaliflerin kapasitesi YPG’nin kapasitesinin altındadır. YPG’nin kapasitesinin daha üstün olmasının temel sebebi ABD’nin askeri ve lojistik desteğidir. Fakat TSK’nin bölgedeki varlığı sebebiyle, güç dengesi YPG’nin aleyhinedir. Ayrıca YPG’nin zorla silah altına aldığı gençler ve SDG bünyesindeki Arap unsurların birçoğu Türkiye destekli Suriyeli muhaliflere karşı savaşmayı reddedecektir.
YPG’nin Menbiç üzerinden saldırmasının YPG açısından diğer bir zorluğu ise bölgedeki Arap aşiretlerin YPG aleyhtarlığıdır. YPG güçlerinin iki Arap aşiret mensubunu işkence sonucu öldürmesi sonrasında bölgedeki tansiyon yükselmiş, gösteriler düzenlenmiş ve grev yapılmıştır.[7] Ayrıca Arap aşiretler kendi aralarında önemli bir toplantı gerçekleştirilerek askeri güç kurmuştur. Kendi ifadelerine göre savaşçı sayıları 5 bini bulmakta ve hızla artmaktadır. Hedefleri arasında YPG ile mücadele ve Türkiye ile işbirliği bulunmaktadır.[8]
Afrin bölgesindeki askeri harekat
Afrin bölgesini, Afrin şehir merkezi ve çevresindeki Kürt nüfus yoğunluğunun olduğu bölgeler ile Tel Rıfaat, Minnag Askeri üssü çevresindeki Arap nüfus çoğunluğunun bulunduğu bölgeler olarak ikiye ayırmak gerekmektedir.
Tel Rıfaat ve çevresindeki yerel halk YPG işgali sonucunda göç etmek zorunda kalmıştır. Türkiye sınırındaki Azaz’a yakın kamplarda yaşamını devam ettiren yerel halkın, kendi evlerine dönmek için Türkiye’ye ve ÖSO’ya destek vereceği kesindir. Bölgenin büyük oranda sivil nüfustan arındırılmış olması, insani açıdan askeri operasyonu kolaylaştırmaktadır. Fakat YPG uzun süredir Afrin operasyonu beklediği için bölgede birçok hendek kazmıştır. TSK’nın hendek operasyonları tecrübesi ve başarısı göz önünde bulundurulduğunda, Tel Rıfaat ve çevresinin alınması çok fazla zor olmayacaktır. Sivillerin bölgede bulunmaması Türkiye’deki hendek operasyonlarına kıyasla askeri operasyonu kolaylaştıran en önemli etkendir.
Afrin şehri ve çevresinde Kürt nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerde sivillerin yaşaması, askeri operasyonu zorlaştıran en önemli etkendir. YPG bölgedeki sivil nüfusu kalkan olarak kullanacaktır. Dolayısıyla siviller için tahliye koridorunun açılması gerekecektir ve operasyon süresinin uzaması ihtimal dahilindedir. TSK’nın bu yönde tecrübeli ve eğitimli olmasına rağmen, ÖSO güçlerin bu yönde eğitim ve tecrübe eksikliği mevcuttur.
Ayrıca Afrin bölgesindeki dağlık araziler, PKK tecrübesi de göz önünde bulundurulursa, YPG’nin bölgede gerilla taktiği ile vur-kaç saldırıları düzenlemesine olanak sağlamaktadır. Bu duruma karşın SİHA ve İHA’lar ile bölgeyi tarayan TSK güçleri, sınır hattı boyunca bulunan topçu birlikleri veya hava saldırıları ile YPG’nin saldırılarını önleyebilir.
Afrin’deki halk neredeyse Suriye devriminin başlangıcından itibaren YPG kontrolü altında yaşamaktadır. Bölgeden birçok sivil Türkiye’ye kaçmış olsa da, halkın genelinde YPG’nin ideolojik indoktrinasyonun etkileri bulunmaktadır. Özellikle Türkiye aleyhinde propaganda yapıldığı göz önünde bulundurulursa, Afrin şehri ve çevresinde asayişi sağlamak diğer bölgelere kıyasla daha zor olacaktır. Afrin bölgesinde ayrıca birkaç mülteci kampı bulunmaktadır. Kampların ve Afrin genelindeki insani yük de operasyon sonrası Türkiye’nin insani yardım faaliyetlerini artırmasını beraberinde getirecektir.
Afrin operasyonu için askeri açıdan hiçbir engelleyici durum bulunmazken, özellikle Rusya ve ABD ile devam eden temaslar sonucu operasyonun hedefleri ve sınırları belirlenecek gibi durmaktadır. Düzenlenecek Afrin operasyonunda sadece Arap nüfus bölgelerinin operasyon sonucunda kontrol altına alındığı takdirde, Afrin bölgesindeki YPG varlığı Türkiye ve Türkiye destekli muhalifler tarafınca ablukaya alınmış olacak. Dış dünya ile irtibatları Türkiye tarafından kesilmiş olacaktır. Olası Afrin operasyonunda, Türkiye bölgedeki YPG varlığını tamamen yok etme veya bölgedeki YPG varlığını abluka altına alma arasında karar vermesi gerekmektedir.
[1]https://sputniknews.com/russia/201801151060754517-lavrov-press-conference/?utm_source=https://t.co/QmhgH7MChv&utm_medium=short_url&utm_content=g3kq&utm_campaign=URL_shortening
[2]https://www.dailysabah.com/politics/2018/01/15/ypg-led-army-on-syria-border-could-end-up-splitting-syria-russia-says
[3]https://www.dailysabah.com/mideast/2018/01/12/senior-us-diplomat-discloses-american-plans-for-future-of-sdf-held-territories
[4]http://www.suriyegundemi.com/2017/06/15/pentagonnun-2018-yili-suriye-icin-butce-planlamasi/
[5]http://www.thedrive.com/the-war-zone/10164/us-gives-syrian-kurds-combat-vehicles-mortars-anti-tank-weapons-and-more
[6]http://www.suriyegundemi.com/2017/11/18/turkiye-suriye-siniri-son-durum-18-kasim-2017/
[7]http://qasioun-news.com/en/news/show/124682/A_Conflict_Between_Menbij_Residents_And_PYD_After_The_Killing_Of_Two_Young_Men
[8]http://qasioun-news.com/en/news/show/125054