Ahrar el Şam’dan ‘Fırat Kalkanı’ Kararı ve Yaşanan Ayrılıklar
22 Eylül 2016

Analiz-Haber / Suriye Gündemi

Türkiye’nin 24 Ağustos tarihinde başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı’nda, Kuzey Halep’teki Azez koridorunda bulunan yerel Ahrar el-Şam birliklerinin operasyona katıldıkları konuşulmaktaydı. Bölgede Ahrar el-Şam bayrakları açan bazı savaşçıların görüntüleri sosyal medyada paylaşıldıysa da, resmi olarak Ahrar el-Şam’ın Fırat Kalkanı Harekatına katıldığı yönünde bir bilgi bulunmamaktaydı.

İlerleyen zamanlarda Ahrar el-Şam komutanları, grubun dini (şeri) sorumlularına Fırat Kalkanı Harekatına katılmanın dini açıdan caiz olup olmadığı soruldu. Bunun üzerine Ahrar el-Şam’ın şeri heyeti bir fetva yayınladı. Fetvada Fırat Kalkanı Harekatı’na katılmanın ve TSK ile beraber PYD/YPG ve IŞİD’e karşı savaşmanın caiz olduğu belirtildi. Bunlara gerekçe olarak da IŞİD’in zalim ve saldırgan bir grup olduğu ve PYD/YPG’nin IŞİD’ten boşalan bu bölgede ilerleyip Afrin’e ulaşarak bir kuşak oluşturabilme ihtimali gösterildi.

Yayınlanan bu Fetva üzerine Halep merkezli Ahrar el-Şam’a bağlı Eşiddaa grubunun iki şeri sorumlusu Ebu Yakazan ve Talha Museyyer (Ebu Şuayb el-Masri) Ahrar  el-Şam’dan ayrıldıklarını ilan etti. Onlarla birlikte Eşiddaa grubundaki savaşçılarda ayrıldı. Bazı iddialara göre bu savaşçıların sayısının 70 olduğu belirtilse de Ahrar aş Şam kaynakları bu rakamın 135 civarında olduğunu söylüyor. Ayrıca, Ebu Hamza el-Kürdi’nin de Ahrar el-Şam’dan ayrıldığı, fakat Ebu Hamza el-Kürdi’nin aslında Eşiddaa grubunda Ebu Yakazan’ın sekreteri olduğu, kendisinin Ahrar el-Şam gubunda şeri bir lider olduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığı belirtildi.

Ebu Yakzan El Masri Twitter hesabından yaptığı açıklamada ‘her hangi bir taraf için vekâleten savaşmayacaklarını ve laikliğin kuyruğu olmayacaklarını’ ifade etti. Selefi ağırlıklı Ahrar el-Şam grubu içerisindeki bazı kesimlerde Türkiye’nin laik bir anayasaya sahip olması ve NATO üyesi olması nedeniyle birlikte hareket edilmesinin dini açıdan doğru olmadığı savunuluyor.

Ahrar el-Şam’da siyasi sorumlulardan olan İyad Şaar ise ayrılan bu grubu aşırıcılar olarak tanımladı ve bu ayrılmanın olumlu bir gelişme olduğunu savundu. Bunun dışında şimdiye kadar Ahrar el-Şam’dan ayrılan başka bir grup veya üst düzey bir yönetici bulunmamaktadır.

Ahrar el-Şam’dan ayrılan başka savaşçıların da olduğu yönünde iddialar olsa da, henüz bunların doğruluğu teyit edilmiş değil.

Ahrar el-Şam’dan ayrılanların gelecek günlerde ŞFC’ne katılması bekleniyor, nitekim bazı kaynaklar Eşiddaa grubunun bir aydır ŞFC ile yaklaşık bir aydır müzakereler sürdürdüğünü aktarıyor.

Selefi Cihadi ekol arasında önemli bir isim olarak bilenen Ürdünlü Ebu Muhammed El-Makdisi, geçtiğimiz günlerde Ahrar el-Şam fetvasının, ne şeriatı (İslam kuralları) hakim kılacağını, ne de muhtemel ABD etkisinden bahsetmediği için zımni olarak eleştirdi.

Geçtiğimiz günlerde ABD askerlerinin kuzey Halep’te TSK destekli Fırat Kalkanı Operasyonu’na katılması, Suriyeli muhalifler arasında büyük bir tepkiye neden olmuş, burada ABD askerleriyle yan yana savaşmanın dini açıdan sakıncalı olduğu öne sürülmüştü. Suriye muhalefeti arasında saygı duyulan ve ılımlı kanattan olduğu bilinen Ebu Basir el-Tartusi de, Suriye’ye giren her ABD askerine karşı savaşılması gerektiği yönünde fetva yayınlamıştı.