Suriyeli muhalif yazar Mişel Kilo, Birleşik Arap Emirliklerinde yayın yapan el-Beyan gazetesindeki federalizm ilanını eleştirdiği yazısında ‘Suriye’deki Ayrılıkçılar’ başlığını kullandı. Kilo, Kürtlerin diğer silahlı gruplardan aldıkları bölgelerde Kürtleştirme çabalarını sürdürdüklerini öne sürdü. Kilo’ya göre ‘Suriye Demokratik Güçleri’ başkanı Salih Müslim’in ayrılık çabası içerisinde olmadıklarını iddia etmesine rağmen ‘girdikleri her bölgede ne Suriye bayrağını görebiliyoruz, ne de bunların Suriyeli veya demokratik olduklarını görebiliyoruz’ ifadelerini kullandı. Muhalif yazar, atılan adımlarla SDG’nin yalnızca insanlardan değil, adeta tarihten de intikam alır bir çabanın içerisinde olduğunu gösteriyor, sanki yeni bir tarihi oluşturma amacı içerisindeler. Zira iki yıldır ‘Rojava’ dedikleri bölgenin sakinlerinin çoğunluğunu Araplar oluşturmaktadır. Yazar son olarak, ‘bu ırkçı ve dışlayıcı politikaların demokratik bir yönetimi kurmasının mümkün olup olmadığını’ sorarak yazısını sonlandırıyor.
El-Cezire kanalının ünlü ismi Ahmet Mansur’sa, el-Vatan gazetesinde yer alan makalesinde, ‘Batı ve Ruslar ayrılık için Kürtlere yardım ediyor’ başlıklı yazısında federalizm ilanını yorumladı. Mansur’a göre, Amerika’nın bölgeye yönelik stratejisinin parçalanma olduğunu ve bu stratejiyi gerçekleştirmek için milliyetçi Kürtlerin araç olarak kullanıldığını öne sürdü. Mansur yazısında, ‘Kürtler’in Haseke’de gerçekleştirdiği toplantı yeni aşamanın başlangıç noktası olacak, bu aşama sadece Suriye’nin parçalanması değil, Türkiye ve İran da bu stratejinin hedefindedir’ ifadelerini kullandı.
Lübnanlı Nahhar gazetesinde, İlyas Diri ‘Kürtler federalleştirme dizisini başlatıyor’ başlığını kullandı. Diri’ye göre Suriye Kürtleri tarihi fırsatı kaçırmayıp tam zamanında federalleşme kapısını araladılar. Bunun henüz ilk adım olmasa da, son adım da olmayacağını öne süren Diri, şu şekilde devam etti; ‘yağmur bir damlayla başlar, uzun yürüyüşler bir adımla. İlk Suriye federal bölgesi Suriye halkının diğer parçalarını da cesaretlendirecek, bununla yetinmeyip belki de diğer Arap devletlerde de aynı etkiyi yaratacak’. Diri yazısında, bu etkinin İran da dahil bütün bölgeye yayılma ihtimaline karşı duracak bir engelin olmadığını da öne sürdü.
İlyas Diri’nin aksine Ureyb el-Rentavi, Ürdünlü Destur gazetesinde ‘Kürtlerin telaşı… Bilinmeyene bir adım’ şeklinde bir yazı kaleme aldı. El-Rentavi’ye göre federalizm ilanına bakıldığı zaman akla ilk gelen kelimeler ‘fevri hareket’ ve ‘telaştır’. Bu hamlenin münferit bir adım olduğunu değerlendiren el-Rentavi, söz konusu adımın gizli niyetler barındırdığını öne sürdü. Bu adımın Kürtler hakkında daha çok kuşku ve sorun yaratacağını düşünen el-Rentavi, bundan sonra yalnızca Türkiye’nin değil, İran ve Esed rejimi dahil olmak üzere bölgesel ve yerel aktörlerin de Kürtlere kuşkuyla yaklaşacağını ifade etti.