Analiz-Haber / Suriye Gündemi
Savaşlarda sıklıkla başvurulan kuşatma ve zaman zaman açlıkla yıldırma taktiği, 5 yılı aşkın bir süredir devam eden Suriye iç savaşında rejim tarafından en sık kullanılan yöntemlerden biri olarak ön plana çıkıyor. Uluslararası kamuoyu, kurumlar ve aktörlerin önüne geçmekte başarısız olduğu bu trajediye yalnızca sessiz kalınmakla yetinilmediği, bilakis Birleşmiş Milletler düzeyinde rejimin kuşatma siyasetine “destek” olunduğu öne sürülüyor.
Geçtiğimiz günlerde The Syria Campaign adlı sivil girişim tarafından yayınlanan bir raporda BM’nin Suriye genelinde süren kuşatmalarda Esed rejimiyle işbirliği yaptığını ve kuşatma altındaki bölgelere gönderilmek üzere oluşturulan yardımların Esed rejimine teslim edildiğini öne sürüyor. Raporu hazırlayan araştırmacıların gerek Suriyeli, gerekse uluslararası, 50’nin üzerinde yardım görevlisi ile yaptığı mülakatlar, BM görevlileri, uluslararası yardım ajansı gözlemcileri ve kuşatma altında yaşayanların da aralarında bulunduğu pek çok kişi ile yaptıkları görüşmelerde ortaya çıkan tablo ürkütücü. Çarpıcı rakamlarla BM’nin Esed rejimi ile kuşatmalarda adeta işbirliği yaptığını ortaya koyan raporda, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’a söz konusu “işbirliğine” bir son verilmesi için çağrı içeren bir dilekçe de yer alıyor.
Çarpıcı rakamlar
Rapora göre BM, 2016 yılının Nisan ayında Şam bölgesine gönderilen yiyecek yardımların 88%’ini rejim bölgelerine teslim ederken, yalnızca 12&’lik bir yardımın muhalif bölgelere ulaştırıldığı ortaya konuldu. Ateşkes anlaşması ve görüşmelerinin yapıldığı ve rejim tarafından pazarlık konusu yapılan insani yardımların kuşatma altındaki bölgelere ulaştırılması meselesi, BM temsilcisi Stefan de Mistura’ya yönelik eleştirilere neden olurken, BM’nin bu durumdan sorumlu olduğu iddia edildi.
2015 yılındaki rakamlara göre Ağustos ayında Şam bölgesine ulaştırılan yardımların 99%’u Esed rejimine teslim edildi. 2015 yılı genelindeyse kuşatma altındaki bölgelere ulaşan BM yardımı yalnızca 1% oranında gerçekleşti. Hali hazırda ülke genelinde muhalifler tarafından kuşatma altında tutulan tek bölge İdlib’teki Keferya-Fua bölgesinde 12,500 kişi bulunuyor. Bu bölgeye rejimin havadan gerçekleştirdiği yardımların yanı sıra, Fetih Ordusu’nun Zabadani-Madaya’ya karşılık yaptığı anlaşmaya göre, 2016 yılında karadan 7 yardım konvoyunun geçişine izin verildi. Kuşatma altındaki muhalif bölgelerin aksine Keferya ve Fua’da şimdiye kadar yetersiz beslenme ya da kuşatma nedeniyle yaşanan bir ölüm rapor edilmedi.
Rejimin kuşatma altında bulunan bir diğer kontrol altında bulunan bölgesi ise, Deyr ez-Zor şehir merkezindeki bazı mahalleler. IŞİD’in kuşatma altında tuttuğu ve yaklaşık 80,000 kişinin bulunduğu bildiriliyor. Esed rejimi tarafından daha önceleri bölgeye havadan yardım ulaştırılırken, 2016 yılında BM’nin de desteğiyle Dünya Gıda Programı tarafından rejim bölgelerine –yine havadan olmak üzere- her hafta gıda yardımı ulaştırıldı. Buna karşın BM’nin Şam’da kuşatma altında bulunan Dareyya, Muazamiye, Doğu Guta gibi kuşatma altındaki muhalif bölgelere havadan yardım ulaştırmayı, Esed rejiminin talebiyle reddetti.
Suriye genelinde şimdiye kadar süren kuşatmalarda açlıktan gerçekleşen 414 ölümün tamamı muhalif bölgelerde gerçekleşirken, rejim bölgelerinde şimdiye kadar böyle bir durum yaşanmadı.
Kuşatma altındaki bölgelerde karaborsaya düşen en temel gıda ürünleri pirinç ve bebek sütünün fiyatlarındaki devasa artışsa yaşanan trajediye farklı bir boyut kazandırıyor.
Rejim tarafından kuşatma altındaki muhalif bölgelerde yaşanan bu insani trajediye BM’nin çanak tuttuğunu iddia eden rapora göre, BM yardımları neredeyse tamamen rejim bölgelerinden ulaştırıyor ve özellikle kuşatma altındaki muhalif bölgelere hava koridoruyla yardım ulaştırmayı reddediyor.
BM yardımlarına Esed rejiminin sık sık el koyulduğunu bazı örneklerle açıklayan raporda, 2016 Mayıs ayında Dareyya bölgesine yönelik yardımların rejim tarafından nasıl engellendiği ortaya konuluyor. Ulaştırılacak yardımlardaki gıda maddelerinin geçişine izin vermeyen rejim güçleri, yardım almak için toplanan sivillere varil bombası atmakla suçlanıyor.
BM-Esed işbirliği mi?
Ülke içerisinde yaşanan çatışmalar ve medyaya yansıyan pek çok görselde BM tarafından Suriye’ye ulaştırılan yardımların ciddi bir kısmının rejim güçleri tarafından kullanıldığı ve rejim askerlerinin BM yardımlarıyla beslendiği öne sürülmüştü. Suriye iç savaşında kuşatma ve açlık taktiğini sıkça kullanan Esed rejimine yönelik BM’nin ve uluslararası toplumun tutumu, özellikle muhalif çevrelerde insan hakları kuruluşlarında sıkça eleştirilere maruz kalıyor.
Esed rejimiyle muhalifler arasında yapılan görüşmelerde kuşatma altındaki bölgelere insani yardım geçişini bir “pazarlık konusu” olarak gündeme getiren BM Suriye özel temsilcisi Stefan de Mistura, Suriyeli muhalifleri çözüme yönelik bütünüyle umutsuzluğa sevk ederken, BM’nin güvenilirliğini büyük oranda sarsmış bulunuyor. Pazarlıklara rağmen söz verilen yardımların da ulaştırılmaması, BM’yi Suriyeli muhaliflerin gözünde bütünüyle “rejim işbirlikçisi” konumuna düşürmüş bulunuyor. Bu tablo karşısında uluslararası toplumun ülkede yaşanan insani trajediye bir çözüm bulmasınınsa, zor olduğu anlaşılıyor.