Suriye’deki iç savaşın uzaması ve ortaya çıkan askeri anlamda personel eksikliği Esed rejimine bağlı orduda önemli zorluklar yaşanmasına neden oluyor. Bazı kaynaklara göre ordudan ayrılan subay ve askerlerin sayısının 200 bine kadar çıktığı belirtilirken (bu rakam ordunun askeri gücünün 50% sinden fazlasına tekabül ediyor), öte yandan, iç savaşın mezhebi bir boyut kazanmaya başlaması nedeniyle Esed rejimi gün geçtikçe Sünni subaylara daha az güven duymaya başladı. Bunun yerine orduda Nusayrilerin çoğunluğu teşkil ettiği (Cumhuriyet Muhafızları) birliklere daha fazla yöneldi. Fakat Nusayri subaylar ordunun ve istihbaratın kritik pozisyonlarında yer alsalar da, sayıları sınırlı kalmaktadır. Özellikle savaş öncesi ordunun büyük bölümünü Sünniler oluştururken, Esed rejimi o dönemlerde de çoğunluğunu Nusayrilerin teşkil ettiği (Şebbihalar) paramiliter gruplar teşvik etmekteydi.
Bu paramiliter grupların bazıları Suriye çapında (rejimin kontrol ettiği bölgelerde) varlık gösterseler de, genelde yerel düzeyde faaliyet gösteriyor. Bir kısmı direk ordunun piyade birlikleriyle beraber çatışmalarda aktif bir biçimde rol alırken diğer bir kısım rejimin kontrol ettiği yerlerin güvenlik ve asayişinin sağlanmasında görev alıyor.
Şebbiha grupları daha önce yerel bazda ‘Halk Komitesi’ adı altında teşkil edilirken, 2012 yılında ‘Ulusal Savunma Güçleri’ adı ve daha kapsamlı bir yapı altında birleştirildi. Yeni yapıya mensup kişi sayısının 2013 yılında 100 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Yapının mensupları sadece erkeklerden oluşmadığı gibi, insan kaynağı konusunda zorluk çeken Esed rejimi Şubat 2013 yılından itibaren kadınları da Ulusal Savunma Güçleri’ne almaya başladı. Hatta kadınlardan oluşan bazı keskin nişancı birliklerin Şam çevresinde önemli rol oynadığı ifade edilirken, söz konusu birliklerin Batı Guta’da (Daraya ve Muadamiye ilçeleri gibi) bulunan ÖSO gruplarına kayıplar verdirdiği rapor edildi.
‘Ulusal Savunma Güçleri’
Bazı askeri analistlerin öne sürdüğü iddiaya göre söz konusu paramiliter grupların oluşumunda İran’ın önemli bir rolü var. Paramiliter militanların İranlı Kudüs Tugayı’na bağlı subaylardan eğitim ve bazen de silah ve mühimmat desteği aldığı söyleniyor. Nitekim İran ve Rusya’nın Suriye üzerinde mutabık olamadığı konulardan birisi de, Suriye Ordusu’nun yapısı ve rolü. İran ordudan ziyade paramiliter gruplar üzerinde etki ve nüfuz sağlamaya çalışırken, Rus askeri doktrini ve eğitimi Suriye Ordusu için daha önemli.
Ulusal Savunma Güçleri Esed saflarında savaşan en büyük ve etkili paramiliter grup olarak ön plana çıkıyor. Ama buna karşın rejim saflarında başka grupların da varlığı söz konusu:
Baas Taburları: Bu paramiliter örgüt Baas Partisi’nin eski Halep başkanı Hilal Hilal öncülüğünde kuruldu. Halk gösterilerini bastırma ve muhalefete karşı savaşma noktasında özellikle 2012 yılında önemli rol aldılar. Baas Taburlarının diğer şehirlerde çok fazla bir varlığı olmadı.
Kudüs Tugayı: Kudüs Tugayı Halep’te bulunan Neyrab Filistin mülteci kampında oluşturuldu. Mensuplarının çoğunluğu Filistinli mültecilerden oluşurken, Halep dışında bir varlıkları olmadı. Kudüs Tugayı’na benzer diğer Filistinli mültecilerden oluşan küçük paramiliter gruplarsa, Şam çevresinde oluşturuldu. Örneğin Ahmet Cibil’in liderliğini yürüttüğü Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlığı, Fetih-İntifada Milisleri, Yermuk Filistin Mülteci Kampın’nda ayaklanmaya ve hatta ÖSO’ya katılan Filistinli grupların bastırılması amacıyla rejim tarafından desteklendi. Hali hazırda söz konusu gruplar Yermuk Kampı’nı kuşatmasında yer almaya devam ediyor.
Rejim destekli paramiliter gruplar ayaklanmanın ilk günlerinden itibaren Suriye krizinin ayrılmaz bir parçası oldu. Fakat çatışmalar genişleyerek derinleşince, bu gruplar da yetersiz kalmaya başladı. Suriye, başta Hizbullah olmak üzere birçok yabancı milis ve paramiliter grup için savaş meydanı haline geldi. Bu noktada rejim kontrol altında bulundurduğu bölgelerde asayişi sağlamak amacıyla Suriyeli paramiliter grupları kullanırken, cephelerde neredeyse bütünüyle yabancı paramiliter grup (Şii milisler) ve hatta yabancı orduların (Rusya, İran) insiyatifine terk edildi.