İran Ehl-i Sünnet Muhacirleri Hareketi
12 Nisan 2018
İRAN EHL-İ SÜNNET MUHACİRLERİ HAREKETİ

İran’ın Sünni bölgelerinde Selefilliğin yaygın olduğunu iddia etmek doğru olmayacaktır. 90’lı yılların sonlarından 2005 yılına kadar İran’ın Kürdistan eyaleti olmak üzere çeşitli bölgelerinde El-Kaide, Ensar el-İslam gibi oluşumlara ait faaliyetlerin varlığında artış gözlemlenmiştir. 2001-2003 yılları arasında Ensar el-İslam örgütünün Irak’ta bazı yerleşim yerlerinde kontrolü sağlamasıyla birlikte İran’ın Kürdistan bölgesinden Ensar el-İslam’a katılımlar artmış, IKBY’ye yönelik saldırılarda bu üyeler etkin olmuşlardır. Ensar el-İslam’ın gerilemesi ile birlikte “Kürdistan El-Kaide Ketibesi” kurulmuştur. Irak ve İran’ın Kürdistan bölgelerinden üye devşiren grup, Erbil ve Süleymaniye’de intihar saldırıları düzenlemiştir. 2008 sonrası Kürdistan El-Kaide Ketibesi’nin etkisiyle İranlı birçok üyenin Afganistan ve Pakistan’a giderek Taliban ve El-Kaide kamplarında eğitim aldıkları iddia edilmiştir.

2011 sonrası iç savaşın başlamasıyla birlikte cihadi selefilik taraftarı İranlıların Suriye’ye hareket ettiği bilinmektedir. 2014’te Daeş’in hilafet ilanı sonrasında hâkimiyet kurduğu alanlarda farklı grupların tutunmasına izin vermeyip biat talep etmesi üzerine İranlı savaşçıların büyük kısmı Nusra Cephesi’nin varlık gösterdiği bölgelere geçmiştir. Irak’ta Daeş’e biat etmek istemeyen Ensar el-İslam örgütü üyeleri de zamanla Suriye’deki Nusra bölgelerine geçmiştir. Nusra Cephesi bünyesindeki İranlı savaşçılar sayısal olarak artış gösterince kendilerini “Müdafiin-i Ümmet” olarak adlandırdılar. Bu isimlendirme, İran Devrim Muhafızları’nın koordine etttiği, Hazreti Zeynep türbesini koruma iddiasıyla “Müdafiin-i Harem / Türbe Savunucuları” diye adlandırılan Şii milislere tepki olarak kullanılmıştır.1

2015’te Ensar el-İslam’a bağlanan Suriye’deki İranlı savaşçılar bir yıl sonra ayrılarak “İran Ehl-i Sünnet Muhacirleri Hareketi” isminde yeni bir grup kurmuşlardır. 2016’nın Ramazan ayında üye sayısı 200’e yakın bulunan bu grup, Nusra Cephesi’ne biat ederek müstakil yapısını korumuştur. 2017’de omurgasını Nusra Cephesi’nin oluşturduğu Heyet Tahrir el-Şam’a bağlanan hareket en büyük kayıplarını Halep kırsalındaki çatışmalarda ve Hama’nın kuzey kırsalında gerçekleşen “De ki; yapın” operasyonunda yaşamıştır. Hareketin Şer’i kadılarından Mevlevi Abdulkerim Beluçi ve Mamosta Ebubekir Kurdi, Aralık 2017’de Hama’nın kuzey kırsalında çıkan çatışmalarda hayatını kaybetmişlerdir.2 Hareketin bünyesinde başta Kürt ve Beluç olmak üzere Fars, Türkmen ve Ahvaz Arapları bulunmaktadır. Son zamanlarda sosyal medyada yazılı ve görsel paylaşımlarını arttıran grup, hazırlanan görüntülerin başında “Kadisiyye Kurumu’nun takdimidir” cümlesini kullanmaktadır.3 Hareketin lideri Mamosta Abdurrahman Fettahi, İran’ın Mahabad şehri yakınlarındaki Mukriyan’da doğmuştur. 2010’da İran’ın Kerec şehrinde hapis yatan Fettahi, serbest bırakılınca Suriye’ye geçmiştir. 4

İran Ehl-i Sünnet Muhacirleri Hareketi, Suriye’deki savaş dışında bazı konular hakkında beyanat yayınlamıştır. Kudüs’ün İsrail başkenti olarak kabul edilmesine tepki, Aralık 2017’de İran’da başlayan gösterilere destek, İran’da bazı Sünni mahkumlar için verilen idam kararlarına istinaden intikam beyanı bunlardan bazılarıdır.5

Suriye’de Ahrar’uş-Şam, Feylak’uş- Şam gibi grupların bünyesinde de İranlı Sünni savaşçılar bulunmaktadır. Sadece İranlılardan oluşması sebebiyle İran Ehl-i Sünnet Muhacirleri Hareketi ayrı bir önemi haizdir. İran’daki mevcut rejime muhalif, sol menşeli Halkın Mücahitleri Örgütü, İran Kürdistanı Demokrat Partisi, Pejak gibi örgütlerin İran dışında farklı bir ülkede teşkilatlandığı, kamp kurduğu görülmüştür. İran Ehl-i Sünnet Muhacirleri Hareketi, mezhep karakterli olarak İran dışında teşkilatlanan, İranlılardan oluşup İran’daki mevcut rejime karşı hareket etmesi bakımından bir ilktir.

İnfografik Adem Yılmaz’ın çalışmaları sonucunda hazırlanmıştır.