Analiz-Haber / Suriye Gündemi
Geçtiğimiz günlerde Suriye’nin kuzey doğusunda yer alan Türkiye sınırı yakınlarındaki Kamışlı şehrinde Esed rejimine bağlı gruplarla YPG’nin ‘Asayiş’ güçleriyle yaşanan çatışmalar sonucu yaklaşık 22 rejim askeri hayatını kaybederken 40 asker de YPG tarafından ele geçirildi. YPG’ye bağlı Asayiş güçleri ise 20 kayıp verdi. Çatışmalar sırasında hayatını kaybedenler arasında siviller de bulunuyor.
Yaklaşık üç gün süren çatışmaların ardından taraflar arasında ateşkes anlaşması imzalanırken, yürürlüğe giren ateşkese rağmen şehirdeki gerilimin sürdüğü bildirildi. Suriye iç savaşı boyunca bölgede zaman zaman rejime bağlı güçlerle YPG arasında bazı çatışmalar yaşanmış olsa da, bu çatışmalar yayılmadan sona erdi. Savaşın başından beri Kamışlı’yı Esed rejimiyle YPG güçleri ufak gerilimlere rağmen birlikte yönetmeye devam ediyor.
Kamışlı’da Rejim-YPG Geriliminin Geçmişi
2012 yılı yaz aylarında YPG güçleri Suriye’nin kuzeyindeki bir takım şehir, köy ve kasabaları ele geçirirken, Ağustos ayına gelindiğinde Kamışlı’ya girdiklerini duyurdu. Suriyeli muhaliflerle rejim arasında çok yoğun çatışmaların yaşandığı ve Halep şehir merkezinde muhaliflerle rejim arasında çok kanlı çarpışmalar meydana gelirken, YPG güçleri Türkiye sınırı boyunca belli bölgelerde hızlı bir biçimde kontrolü sağladı.
Kürt nüfus ağırlıklı bölgelerde ilerleyen YPG güçleri, öncelikle Kobani, Afrin ve Amude’yi ele geçirirken, bir süre sonra doğuda Malikiye’ye kadar ulaştı. Yine rejime bağlı güçlerin Ras el-Ayn ve Dirbesbiye’den çekilmesiyle bu bölgelere de PYD’ye bağlı YPG güçleri girdi. Aynı günlerde Suriyeli muhalifler Kamışlı’daki rejim güçlerine saldırmaya hazırlanırken, Kamışlı ve Haseke’ye ulaşan YPG, bu bölgede ufak çatışmaların ardından özellikle Kürt ağırlıklı mahalleleri kontrol altına aldı.
YPG’nin bölgede ilerleyişinin çok hızlı olması ve çok ufak çatışmaların ardından rejimin büyük şehir ve kasabalardan çekilip YPG’ye terketmesi, arada “muvazaalı” bir durum olduğu tartışmalarına yol açtı. Muhalifler YPG’yi rejimle işbirliği yapmakla suçlarken, PYD’nin rejimle anlaştığını öne sürdü. Kamışlı’da rejime bağlı güçler barakalarına çekilmek kaydıyla Kürt mahallerine YPG’nin girişine izin verdi. Rejim güçleri Türkiye sınır kapısı, havaalanı ve bazı hükümet binaları ve Arap mahallelerini kontrol ederken, YPG’yle çatışmaksızın şehri yönetmeye başladı. Buna karşın iki grup arasında zaman zaman tansiyon yükseldi.
Eylül 2012’de Esed rejimine bağlı güçlerin Halep’teki YPG kontrolünde bulunan Şeyh Maksud mahallesini hedef alması ve saldırıda 21 sivilin hayatını kaybetmesi üzerine bölgede gerilim arttı. Olaydan bir kaç hafta sonra Kamışlı’da bomba yüklü bir araçla saldırı meydana gelirken 8 asker öldü, 15 ise yaralandı.
2013 Ocak ayında rejimle YPG arasında bu sefer Haseke çevresindeki köylerde çatışmalar meydana gelirken, rejime bağlı birlikler bazı bölgelerden çekildi. Rumelan petrol bölgesi de YPG kontrolüne geçti. Halep ve çevresinde de rejim güçleri arasında bazı çatışmalar meydana gelse de, Haseke-Kamışlı hattı daha sakin bir seyir izledi. Buna karşın zaman zaman karşılıklı saldırılar devam etti. 14 Nisan 2013’te meydana gelen bir rejim saldırısında Haseke bölgesindeki Hadad köyünde 16 kişi yaşamını yitirdi. Aynı dönemlerde YPG ile Suriyeli muhalifler arasında çatışmalar baş gösterirken, Kamışlı-Haseke çevresindeki pek çok köyde karşılıklı çatışmalar sürdü.
2014 Mart ayında YPG ve rejim güçleri arasında yaşanan çatışmalar sonucu YPG Kadur Bek mahallesinin bir kısmını ele geçirdi. Aynı dönemde IŞİD’le de savaşan YPG’nin durumunu fırsat bilen rejim güçleri, bazı bölgelerde YPG’ye karşı ilerlemeye çalıştı. Buna karşın rejim ve YPG IŞİD’e karşı işbirliği yapmaktan da kaçınmadı. 2015 Haziran ayında rejim ve YPG güçleri Kamışlı’da çatışırken, Temmuz ayında IŞİD’e karşı Haseke’de birlikte hareket etti. Aynı dönemde PYD lideri Salih Müslimbelli şartlarda YPG’nin Esed ordusuna katılabileceğini açıkladı.
2015 Aralık ayına gelindiğinde YPG ile rejime bağlı güçler arasında ufak çatışmalar meydana gelirken olaylar büyümeden sona erdi. Özellikle rejim yanlısı bölgedeki Hristian Asuri ve Ermenilerden oluşan Sootoro milisleri ile YPG güçleri arasında çatışmalar meydana gelmeye devam etti. Buna karşın çatışmalar yine çok uzamadan durduruldu.
2016 Nisan ayına gelindiğindeyse YPG ile rejim arasında şimdiye kadarki en şiddetli çatışmalar meydana geldi. 22 rejim askeri ve 20 YPG’ye bağlı Asayiş mensubunun öldürüldüğü çatışmalarda 2 sivil yaşamını yitirdi. YPG güçleri hapishane de dahil bir takım hükümet binalarını ele geçirirken, aynı zamanda şehir içerisindeki bazı mahallelere girerek kontrol noktalarını ele geçirdi. Rejime bağlı güçler YPG’nin son çatışmalarda ele geçirdiği stadyum ve bir hastaneyi geri almayı başardı.
Çatışmanın Nedenleri ve Olası Senaryolar
Gerek Esed rejimi, gerekse PYD Suriye’de pragmatik politikaları ile ön plana çıkarken, birbirleriyle ilişkilerinde de benzer bir siyaset güdüyorlar. PYD’nin ilk aşamada muhalifler, daha sonra ise IŞİD’e karşı bölgede rejim güçleriyle işbirliği yaptığı aynı dönemlerde, fırsat oluştu dönemlerde rejime karşı ilerlemeye de çalıştığı görülüyor. Son dönemlerde özellikle ABD ve koalisyon güçlerinin verdiği destekle IŞİD’i bölgeden neredeyse bütünüyle çıkaran YPG güçleri, artık bölgedeki rejim varlığına yönelik farklı bir pozisyon takınmaya başladı.
Salih Müslim’in federatif bir yapıyı öneren teklifine sıcak bakmayan Esed rejimi, bunun kabul edilmeyeceğini açıkladı. Özellikle son dönemlerde bu açıklamaların ardından YPG’nin Kamışlı’da rejime saldırması, bir mesaj olarak okunabilir. Rejimse uluslararası meşruiyetini sürdürmek ve hala Suriye’nin her bölgesinde olduğunu vurgulamak için ülkenin kuzey doğusundaki bu bölgede varlığını sürdürmek istiyor. Her ne kadar rejim, YPG’ye göre bölgede daha zayıf olsa da, sahip olduğu havaalanı ve bölgedeki bazı Arap aşiretler ve milis güçlerin desteği sayesinde tutunmaya devam ediyor. ABD desteğiyle IŞİD’i bölgeden çıkaran YPG’ninse bu duruma daha ne kadar tahammül edeceği bilinmiyor.
Şaşırtıcı bir biçimde neredeyse 5 yıldır Suriye iç savaşında aynı şehirde rejim ve YPG güçleri birlikte var olmaya devam ederken, şimdiye kadar taraflar arasındaki çatışmalar sınırlı kaldı. Ancak bundan sonra Cenevre sürecinde yaşanan gelişmelerin ardından bu durumun nasıl bir seyir alacağı ise merak konusu.