Kuzey Lazkiye Bilmecesi
17 Haziran 2016

Analiz-Haber / Suriye Gündemi 

İç çatışmaların yaşandığı Suriye’de, muhalif gruplarla Esed rejimine bağlı güçler arasında son günlerde şiddetli çatışmaların yaşandığı kuzey Lazkiye cephesi gündeme oturmuş bulunuyor. Türkmen ve Kürt Dağlarının etrafındaki yerleşim ve tepelerde yaşanan çatışmalar, aslında son 9 aydır belli bir yoğunlukta devam ediyor. Rejim yanlısı güçler yaklaşık 9 ayın ardından Lazkiye’nin kuzeyindeki muhalif bölgeleri büyük oranda kontrol atlına almış bulunuyor. Buna karşın rejim ilerleyişi geçtiğimiz Şubat aylarında muhalifler tarafından büyük oranda durdurulmuş gözüküyor.

Lazkiye’de muhalif taarruzları

Suriyeli muhalifler 2013 ve 2014 yıllarında olmak üzere Esed rejimine karşı Lazkiye’nin kuzeyinde 2 büyük operasyon gerçekleştirdi. Muhaliflerin önemli ilerlemeler kaydettiği taarruzlar, rejim güçlerinin karşı saldırılarıyla durdurulabildi.

2013 Ağustos ayı Ramazan bayramı sırasında başlatılan “Sahili Özgürleştirme Operasyonu”na pek çok farklı muhalif grup katılırken, çatışmalar yaklaşık 2 hafta boyunca devam etti. Muhalifler saldırının ilk günü yaklaşık 5 köyü ele geçirirken, taarruzun ikinci gününde Kardaha’ya 20 km mesafedeki Aramo köyü de dahil 2 köy ele geçirildi. Saldırının üçüncü günü Londra merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü(SOHR) sahadaki aktivistlere dayandırdığı bilgilere göre 11 köyün muhaliflerce ele geçirildiğini duyurdu. Operasyonun üçüncü günü, 7 Ağustos’taysa, geneli Selma şehrinin güneyi ve batısında olmak üzere muhaliflerin ele geçirdiği köy sayısı 13’e çıktı.

Çoğunlukla Alevi nüfusun yaşadığı bu köyleri geri almak için rejim güçleri yaklaşık 1 hafta sonra karşı saldırı başlattı. İlk günlerde sürpriz saldırı karşısında gerileyen rejim güçleri, 16 ve 18 Ağustos’taki taarruzlarla kaybettiği köylerin bir kısmını geri aldı. Muhalifler arasında yaşanan anlaşmazlıklar sonucu operasyon sonlandırıldı.

2014 Mart ayına kadar Lazkiye’deki dengelerde çok anlamlı bir değişim olmazken, el-Nusra ve Ahrar el-Şam’ın da aralarında bulunduğu muhalif gruplar yeni bir saldırı dalgası başlattı. “Enfal Operasyonu” adı verilen taarruzda, muhalifler ani bir manevrayla gece saatlerinde Keseb yönüne baskın verirken, Türkiye’yle Esed rejiminin bölgedeki son sınır kapısı kısa sürede ele geçirildi. 21 Mart’ta başlayan operasyonla Keseb ve çevresindeki İkizoluk, Semra(Karaduran) gibi bazı köyleri ele geçiren muhalifler, Suriye iç savaşı boyunca ilk kez Akdeniz’e ulaşmayı başardı. Sınır kapısını ve Keseb’i ele geçiren muhalifler bölgede güney yönlü ilerlemeye çalışırken 45 Tepesini ele geçirerek Kastal Maaf’a kadar ulaştı.

Suriye rejiminin bölgeye yeniden takviye birlikler göndermesi ve yoğun hava bombardımanının ardından bölgede muhalif ilerleyişi Nisan ayı başlarında durduruldu. Bundan sonra çatışmalar Kastal Maaf ve 45 Tepesi çevresinde yoğunlaşırken, rejim karşı taarruzlarla tekrar tekrar bölgeyi ele geçirmeye çalıştı. Rejim güçleri Nisan sonunda sahil yönünde bulunan Semra’yı geri alırken, Keseb üzerindeki baskıyı artırdı. Muhalifler 45 Tepesi yönünde de karşı saldırılara maruz kalırken, bölgede gerilemeye başladı. Rejim güçleri 3 ay süren saldırıların ardından 15 Haziran’da Keseb’e tekrar girdi.

Bundan sonra rejim ve muhalifler arasında bölgede zaman zaman çatışmalar yaşanmaya devam etse de, hatlar genel olarak 45 Tepesi çevresinde stabilize oldu. Daha sonraki 1,5 yıl boyunca bölgede ciddi bir değişim yaşanmadı.

 

Rus müdahalesi ve rejim taarruzu

Esed rejiminin, 2015 yılında yaşadığı büyük çaplı gerilemelerin ardından gelen Rusya’nın aktif müdahalesi, özellikle Lazkiye’nin kuzeyindeki dengeleri önemli ölçüde değiştirdi.

Rus müdahalesiyle birlikte Ekim ayında yoğun Rus hava bombardımanıyla taarruza geçen rejim güçleri, haftalarca süren saldırıların ardından güneydeki Gımam’da muhalifleri gerileterek bölgeye girdi. 6 Kasım’da Gımam’a giren rejim güçleri, sonraki haftalar boyunca Gımam çevresindeki tepe ve köylerde saldırılarına devam etti. Yoğun Rus hava saldırıları sebebiyle bölgede tutunamayan muhalifler, Rabia ve Selma çevresindeki tepelere çekildi.

25 Kasım 2015’te Rusya’ya ait Sukhoi Su-24 tipi savaş jeti Türk F-16’ları tarafından bölgede düşürüldü. Pilotlardan biri muhaliflerce ölü olarak ele geçirildi. Sonraki haftalarda Rusya Türkmen Dağı’na yönelik çok yoğun hava saldırıları düzenledi. Karadan rejim ve Hizbullah güçleri ilerlemeye çalışırken, rejim güçleri Türkiye sınırı boyunca doğuya doğru ilerlemeye başladı. Bölgede çok yoğun çatışmalar yaşanırken, rejim güçleri Aralık ayı boyunca yaklaşık 20 köyü ele geçirdi.

Rejim güçleri aylarca Cebel Ekrad yönüne sürdürdüğü saldırıları artırırken, 15 Ocak’ta stratejik Selma düştü. Onu, yaklaşık bir hafta sonra muhaliflerin bölgede kalan son kalesi Rabia izledi. Rus ve Rejim güçleri yalnız 12-25 Ocak 2016 tarihleri arasında 522 hava saldırısı ve 3 bin roket saldırısı düzenledi. Yoğun baskıya dayanamayan muhaliflerse, geri çekilmek zorunda kaldı. 18 Şubat’ta Kinsibbe’nin düşmesiyle muhalif hatları Kabbani’ye kadar geriledi.

Muhaliflerin Kabbani direnişi ve kuzey Lazkiye’nin anlamı

Türkmen Dağı yönünde muhalifler Ayn İsa(İsa Pınar) çevresinde yeniden organize olurken, bölgedeki rejim saldırılarına yönelik önemli bir direniş hattı oluşturdu. Rejim güçlerinin saldırılarını sonraki 3 ay boyunca püskürten, muhalifler, bir başka hattı Cebel Ekrad bölgesindeki Kabbani’de kurdu. Kabbani’ye rejim güçleri 3 ay boyunca taarruz düzenlemeye devam etmesine rağmen, muhalifler, bölgede rejim güçlerine ağır kayıplar verdirdi. Yeni askeri taktikler kullanan muhalif gruplar, bölgedeki tepeleri taarruzlar sırasında terk edip rejime bırakırken, bölgeye gelen rejim güçleri pusuya düşürerek püskürtme yöntemini geliştirdi.

Bu şekilde ağır hava ve kara bombardımanının etkisini azaltan muhalifler, bölgede rejim güçlerinin sürekli asker kaybı yaşamasını sağladı. Bölgedeki tepeler tekrar tekrar taraflar arasında el değiştirdi. Buna karşın muhalifler rejimin Cisr eş-Şuğur yönlü ilerleyişini durdurmayı başardı.

Rejim her ne kadar son haftalarda mevzi yoğun saldırılar sonucu Ayn İsa yönünde ilerlemeyi başarmış olsa da, muhalifler ani bir baskınla rejimin Türkmen Dağı’ndaki son kazanımlarını tekrar geri aldı.

Suriye’deki iç savaşın genel gidişatı göz önünde bulundurulduğunda kuzey Lazkiye cephesi şu an için muhaliflerin öncelik sıralamasında biraz gerilerde yer alırken, rejimin bölgedeki ilerleyişi muhaliflerce bu aşamada tolere edilebilir görülüyor. Hali hazırda güney ve merkez Halep’e yoğunlaşan muhalifler, ağırlıklı olarak güçlerini bu yöne kaydırmış bulunuyor.

Buna karşın Lazkiye’nin kuzeyi Esed rejimi için hayati bir öneme sahip ve uzun vadede kurulması düşünülen sahildeki olası Alevi devleti için son derece gerekli. Esed rejiminin sahilde kendisini güvende hissedebilmesi için Cisr eş-Şuğur’a kadar bir hattı kontrol altına alması gerekiyor. Aksi halde, son çatışmalarda da görüldüğü gibi, muhalifler kuzey Lazkiye’deki rejim ilerleyişini kolaylıkla geriye çevirebilecek potansiyele sahip görünüyor. Rejimin yoğun Rus hava desteği ve karada Hizbullah’ın da aralarında bulunduğu Şii milislerle bölgedeki ilerleyişinin “9 ay” sürdüğünü göz önünde bulundurduğumuzda, rejimin uzun vadede muhaliflere karşı bölgede savaşmasının zor olduğu anlaşılıyor.