Menbic’te Sona Yaklaşırken
08 Ağustos 2016

Analiz-Haber / Suriye Gündemi

Yaklaşık 2 ay 1 hafta önce, 31 Mayıs’ta başlayan koalisyon destekli YPG-SDG taarruzunda, 105 köy ve çiftliğin yanı sıra, Menbic şehri neredeyse bütünüyle ele geçirildi. IŞİD’in Halep’in doğusundaki en önemli merkezlerinden biri olan Menbic’in YPG-SDG tarafından ele geçirilmesi, kuşkusuz Suriye iç savaşında yeni bir aşamaya geçildiğini ortaya koyan kayda değer bir gelişme. ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin günlük ortalama 15-20 hava saldırısıyla destek verdiği saldırıda, IŞİD güçleri uzun süre direnmeye çalışsa da, 2 aydan biraz fazla bir sürede bölgeyi kaybetmek durumunda kaldı. Fetih Ordusu’nun Halep’e yöneldiği ve rejime karşı önemli ilerlemeler kaydettiği bir dönemde, Halep’in doğusundaki YPG-SDG ile IŞİD arasında yaşanan gelişmeler, Türkiye sınırına yakın kuzey Suriye bölgesinde, yakın gelecekte daha büyük meydan okumaların yaşanmasına sebep olabilir.

Operasyonun başlangıcı

Mayıs ayının sonlarına doğru Rakka’ya ABD destekli bir YPG-SDG saldırısının yapılacağı yönünde geniş çaplı bir medya kampanyası yürütülürken, bölgede “kuzey Rakka operasyonu” adlı bir taarruz ilan edildi. Saldırının ilk günlerinde kısmi ilerleme kaydedilen taarruzda, IŞİD güçleri mevcut hatlarını kısmen korudu. Bu sırada IŞİD’in Azez-Mare hattında yeni bir saldırı dalgası başlatması üzerine, bölgede çok sayıda köy grubun kontrolüne geçti ve Mare kuşatma altına alındı. Bu gelişmenin ardından Türkiye, YPG-SDG’nin Fırat’ın batısına geçme rezervini kaldırdı ve kuzey Rakka operasyonu, bir anda hızlı bir manevrayla Menbic operasyonuna dönüştü.

31 Mayıs’ta başlayan operasyonda Tişrin Barajı’ndan hareket etmeye başlayan YPG-SDG güçleri, batı yönünde hızlı bir biçimde ilerleyerek IŞİD kontrolündeki köyleri ve çiftlikleri ele geçirmeye başladı. Aynı anda daha kuzeydeki Karakozak’ta portatif amfibik köprülerle Fırat’ın batısına geçmeye başlayan YPG-SDG güçleri, kısa sürede bölgede pek çok mevziyi IŞİD’den aldı. 3 Haziran’da IŞİD‘le yaşanan çatışmalarda YPG-SDG komutanı Ebu Leyla adlı Sadun Faysal yaralandı. 2 gün sonra Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye’de kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Ebu Leyla’nın adı, yürütülen operasyona verildi. 5 Haziran itibariyle IŞİD 50 civarında köy ve çiftliği kaybederken, YPG-SDG güçleri Menbic şehrine yaklaşmaya başladı. Bu dönemde IŞİD’e bağlı komutanlar ve bazı önemli isimler ailelerini şehirden tahliye etmeye başladı.

6 Haziran’da Carablus Menbic yolunun yanı sıra, güneyde Rakka’ya uzanan yol da YPG-SDG’nin kontrolüne geçti. 9 Haziran’da IŞİD’in Menbic komutanı olduğu öne sürülen Ebu Usame el-Tunusi’nin şehirden çıkarken YPG-SDG güçlerince ailesiyle birlikte öldürüldüğü duyuruldu. Aynı gün Menbic el-Bab yolunun da YPG-SDG’nin kontrolüne girdiği açıklandı. 10 Haziran’daysa Menbic şehrinin etrafı YPG-SDG güçlerince tamamen sarıldı ve böylece içeride bulunan IŞİD unsurları kuşatma altına alınmış oldu. Esed rejimine yakınlığıyla bilinen el-Masdar News’e göre içeride kuşatma altında kalan IŞİD mensuplarının sayısı 2 bini buluyordu.

Çok yoğun hava saldırılarının eşlik ettiği taarruzda YPG-SDG güçleri 100’ün üzerinde köy ve mezrayı ele geçirdikten sonra ilk kez 18 Haziran’da şehrin dış mahallelerine ulaşabildi. Çatışmalar sık binaların yer aldığı kentsel bölgeye ulaştığında, YPG-SDG’nin ilerleyişi yavaşladı. 2 haftadan biraz fazla bir sürede Menbic çevresinde 100’ün üzerinde köy ve çiftlik ele geçiren YPG-SDG güçleri, Menbic şehri içerisinde zorlanmaya başladı. Bundan sonra yaklaşık 2 ay boyunca şehrin dış mahallelerinden başlayarak içlerine kadar çatışmalar aralıksız sürdü.

IŞİD’in kuşatmayı yarma hamleleri

IŞİD 20 Haziran’da ilk yarma girşimini Menbic’in batısındaki el-Bab yönünde bulunan Arima köyü ve kuzeydeki Carablus yönünden yaptı. Hızlı bir biçimde YPG-SDG kontrolündeki köylere giren IŞİD çok sayıda YPG-SDG savaşçısını öldürdü ve 3 köyü geri aldı. Ancak koalisyon uçaklarının tekrar bombardımana başlaması üzerine YPG-SDG güçleri IŞİD’e karşılık verdi ve IŞİD, ilerlediği bölgelerden çekilmek zorunda kaldı. YPG-SDG güçleri şehrin batısındaki mahallelerden Şeriat okulunun bulunduğu bölgeye kadar girerken, şehrin güneyinde bulunan buğday depolarını yoğun çatışmaların ardından IŞİD’den aldı, ancak IŞİD doğudaki depolarda direnmeyi sürdürdü.

28 Haziran’da IŞİD bir kez daha Carablus yönünden kuşatmayı yarma girişiminde bulundu ve YPG-SDG hatlarını açarak ilerlemeye başladı. Ancak bu saldırı da bir kaç saatlik ilerlemenin ardından püskürtülerek sonuçsuz kaldı.

IŞİD’in en kapsamlı karşı saldırısı 1 Temmuz’da geldi. Kuzeyde Carablus yönünden, güneyde Akra dağları istikametinde ve şehrin içerisindeyse huruç hareketi şeklinde geniş bir saldırı dalgası başlattı. Carablus yönünde Dadat köyü çevresinde yoğunlaşan saldırılar devam ederken, güneyde Akra dağı çevresinde yaklaşık 7 köy IŞİD tarafından tekrar ele geçirildi. Aynı anda şehir içerisindeki IŞİD savaşçıları şehrin kuzeyindeki Celavi mahallesinin yanı sıra, şehrin hemen doğusunda yer alan Hataf köyünü ele geçirdi. IŞİD bir gün sonra yayınladığı videoda, çatışmaların başında öldürülen YPG-SDG komutanlarından Ebu Leyla’nın kardeşi Yusuf Abdi Sadun’u ele geçirdiğini duyurdu. Ancak bu saldırılar da kuşatmayı kırmada başarısız oldu ve YPG-SDG önemli kayıplar vermesine karşın, yoğun hava saldırılarının ardından IŞİD’in ilerleyişini durdurdu. Şehrin çevresindeki kuşatma duraksa da, daha sonra sıkılaşmaya devam etti.

16 Temmuz’da YPG-SDG güçleri Menbic’te bulunan ulusal hastaneyi IŞİD’den aldığını açıkladı. 21 Temmuz’daysa YPG-SDG, 48 saat içerisinde IŞİD’e şehri –hafif silahlarıyla birlikte- terk etme çağrısında bulunarak ültimatom verdi. IŞİD bu çağrıya bir yanıt vermedi. 22 Temmuz’daysa YPG-SDG güçleri tekrar saldırarak şehir postanesini ele geçirdi, 24 Temmuz itibariyle şehrin batısı büyük oranda YPG-SDG kontrolüne girdi.

28 Temmuz’da IŞİD bir kez daha, bu sefer el-Bab yönünde, batıdan saldırıya geçti ve bazı köyleri ele geçirdi. Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü(SOHR)’ne göre YPG-SDG’den aldığı el-Buveyr köyünde 24 kişiyi infaz eden IŞİD, şehir merkezinde de Bennavi mahallesini geri aldı. Buna karşın 2 gün süren çatışmaların ardından IŞİD’in son taarruzu da püskürtüldü.

YPG-SDG’nin ilerleyişi ve şehrin düşüşü

Temmuz sonu itibariyle YPG-SDG’nin şehrin yaklaşık yüzde 50’sini kontrolü altına aldığı öne sürüldü. Aynı dönemde şehirden 40 ila 50 bin sivilin ayrıldığı açıklandı. Koalisyon güçlerinin düzenlediği hava saldırılarında yüzlerce sivil yaşamını yitirirken, şehir merkezinde süren çatışmalarda, siviller iki ateş arasında kaldı. 5 Ağustos’a gelindiğinde YPG-SDG şehrin yüzde 90’nına hakim olduğunu duyururken, şehir içerisinde IŞİD’e yönelik kuşatma farklı paketlere bölerek sürdü. Kuşatma gittikçe sıklaşırken, şehrin doğusundaki IŞİD paketi de 6 Ağustos itibariyle IŞİD’den alındı ve şehir merkezindeki bölgelerin büyük bir kısmı da, YPG-SDG’nin kontrolüne geçti. Şehir içerisinde çatışmalar şiddetli bir biçimde devam etse de, Menbic Askeri Konseyi, 8 Ağustos’ta şehir merkezinden bir açıklama yayınladı ve şehrin tamamına yakının ele geçirildiğini duyurdu. IŞİD mensuplarının bazı mahalle ve binalarda sivilleri rehin tuttuğunu öne süren konsey, buraların da kısa sürede ele geçirileceğini açıkladı.

Menbic sonrası

IŞİD’in doğu Halep’teki en büyük ve en önemli merkezlerinden biri olan Menbic şehrini kaybetmesiyle bölgedeki gücünün oldukça azalacağı aşikar. Grubun bütün hamlelerine rağmen kuşatmayı kıramaması ve şehrin YPG-SDG kontrolüne geçmesi, örgütün son dönemlerde yaşadığı önemli gerilemelerden biri olarak kayıtlara geçti. Tedmur, Ramadi, Felluce, Hit gibi Suriye ve Irak çevresinde geniş bölge ve şehirleri kaybeden grup, Halep’in doğusunda Menbic’i kaybetmesinin ardından ciddi anlamda gerilemeyle karşı karşıya.

Koalisyon güçlerinin hava saldırılarının etkili olduğu bu taarruzlarda IŞİD ciddi yara alırken, son dönemlerde lider kadrosunda da önemli kayıplar yaşıyor. Menbic’in düşmesinin ardından IŞİD’in pek çok anlamda oldukça önem verdiği Halep’ten bütünüyle çıkarılması ise, örgütü iyice Suriye ve Irak’ın çöllerle kaplı iç bölgelerine hapsetme potansiyeline sahip. Dışarıdan gelen savaşçı akışı ve desteğini de yitiren grup, kaybettiği bölgelerde oluşturduğu doğal kaynaklar ve vergi gelirlerinde de bir düşüş yaşıyor.

YPG-SDG’nin Fırat’ın batısına geçmesinin ardından Menbic’te kontrolü sağlamasıyla bir süre sonra batıya doğru ilerlemeye devam edeceği tahmin ediliyor. Afrin bölgesinde yer alan YPG-SDG’nin varlığı, arada bulunan Bab şehrinin de ele geçirilmesiyle kuzey Suriye boyunca kesintisiz bir kontrol bölgesine ulaşabilme potansiyeline sahip. Böylesi bir senaryonunsa, gerek Türkiye, gerekse Suriyeli muhalifler tarafından da hoş karşılanmayacağı tahmin ediliyor. Her halükarda IŞİD bölgeden çıkarılsa bile, bundan sonra çatışmaların Suriyeli muhalifler ve YPG-SDG arasında olması bekleniyor. Bu gelişmeler karşısında rejimin tavrının ne olacağıysa, bir diğer merak konusu. Herşeye rağmen Haseke’den Halep’e kadar rejimle YPG-SDG arasındaki mevcut ilişkiler göz önünde bulundurulduğunda, şu aşamada rejimin YPG-SDG ilerleyişinden rahatsız olmayacağı anlaşılıyor.