Son günlerde Hanasir saldırısıyla tekrar gündeme gelen Cund el-Aksa, Suriye’de savaşan gruplar içerisinde eylem ve hamleleri ile bir takım soru işaretlerinin gündeme gelmesine neden olan yapıların başında gelmektedir. 2014 yılı başında kurulan Cund el-Aksa hâlihazırda İdlib’te Sermin ilçesini kontrol etmekte ve hem İdlib’te Sarakib ilçesinde hem de Hama kuzeyinde Murek tarafında varlık göstermektedir. Cund el-Aksa asker sayısının 1000’e yakın olduğunu tahmin edilmekte iken savaşçılarının bir kısmının demografik olarak Suriye dışından, özellikle de Suudi Arabistan ve Kuzey Afrika Ülkerlerinden gelenlerden oluştuğu değerlendiriliyor. Türkistan grubu olarak bilenen ve çoğu Türki Cumhuriyetlerden gelen savaşçılardan oluşan grupla da iyi ilişkiler sahip olan Cund el Aksa, zaman zaman bu grupla beraber hareket edebilmektedir. Aynı zamanda ABD’nin de hedef aldığı gruplar arasında yer alan Cund el-Aksa’nın liderlerinden Said Arif, bir ABD hava saldırısında hayatını kaybetmiştir.
Ebu Abdulaziz el-Katari, Muhammed Yusuf Osman tarafından kurulan Cund el-Aksa (Aksa Askerleri) ilk dönemlerinde aslen el-Nusra Cephesi altında bulunmaktaydı, fakat IŞİD’in ilan edilişi sürecinde Katari yaşanan tartışmalar üzerine farklı bir pozisyon alarak, her iki gruptan ayrı bir grup oluşturmayı tercih etti. Daha önce Afganistan’da da yer alan ve El Kaide saflarında yer alan Ebu Abdulaziz el-Katari, el-Nusra’nın lağvedilip IŞİD’in ilan edilmesi tartışmalarının yaşandığı bir süreçte, Ebu Muhammed el-Cevlani ve Ebu Bekir el-Bağdadi arasında arabuluculuk yapmaya çalıştı.
Grubun kurucu lideri Ebu Abdulaziz el-Katari 2014 yılı başında başlayan iç çatışmalar sırasında öldürüldü. Cemal Maruf’un lideri olduğu Suriye Devrimciler Cephesi’nin bu olayın arkasında olduğu iddia edildi. Daha sonra Katari’nin cesedi, Maruf’un Cebel ez-Zaviye’deki merkezinde bulunan bir kuyuda bulundu. Hali hazırda grubun askeri emiri (sorumlusu) Ebu Zer el-Cezravi (Arabistanlı), mali emiri ise Ebu Ahmet el-Katari’dir (Katarlı).
Cund el-Aksa kurulduktan sonra el-Nusra Cephesi ile birkaç ortak operasyon gerçekleştirdi, bunlardan en önemlisi 2014 yılında Cemal Maruf’un grubuna karşı yapılan operasyondur. Fetih Ordusu kurulduğunda bu yapıya dahil olan grup, İdlip ve Cisr Eş-Şuğur’un alınmasında önemli rol oynadı. Fakat Ekim 2015 yılında Fetih Ordusu’ndan çekildiğini açıkladı, bu açıklamasında çekilme sebepleri olarak Fetih Ordusu’nun Türkiye Müdahalesini kabul etmesi ve IŞİD’e karşı savaşmasının dayatılmasını ortaya koydu.
El-Nusra Cephesi ve IŞİD arası bir pozisyon benimseyen grup, IŞİD’in aşırı ve belli yönlerden Harici bir grup olduğunu kabul etse de, ona karşı savaşmamayı tercih etmektedir. Bunun yanında Cund el-Aksa savaşçıları arasında IŞİD’e sempati duyanlar olduğu gibi zaman zaman Cund el-Aksa’dan IŞİD’e katılanlar da olmuştur. Ağustos 2015’te 50 kişi Cund el-Aksa’dan ayrılıp silahlarıyla Rakka’ye gitmiş ve IŞİD’e biat emişlerdir.
IŞİD’e karşı savaşmaması ve belirsiz bir tutum benimsemesi, diğer muhalif gruplar arasında rahatsızlığa neden olmaktadır. Bazı muhaliflere göre Cund el-Aksa direk IŞİD’e biat etmese de aynı zihniyet ve anlayış ile hareket etmektedir. Ancak grup bu iddiaları şimdiye kadar yalanlamıştır.
Son aylarda Cund el-Aksa ve Nusra Cephesi bir araya getirip birleşme çabaları olmuştur, fakat bu çabaların sonuncunda Şubat 2016’ya gelindiğinde Cund el-Aksa ikiye bölünmüş, yaklaşık 430 kişilik, aralarında pek çok şeri (dini) ve askeri emirlerin bulunduğu ve çoğu Hama kırsalında bulunan bir grup Cund el-Aksa’yı bırakıp Nusra Cephesine biat etmişledir. Ayrılan grubun açıklamalarına bakıldığı zaman Cund el-Aksa komutanlığında yer alan bir grubun birleşmeye sıcak bakmadığı anlaşılmaktadır.
Cund el-Aksa’nın gelecekte atacağı adımlara yönelik belirsizlikler devam etmektedir, örgütün Nusra Cephesine yada IŞİD’e mi katılacağı yoksa arada bir yerlerde mi pozisyon almaya devam edeceği henüz bir netlik kazanmamıştır.