Analiz-Haber / Suriye Gündemi
Son günlerde güney Halep merkezli yoğun çatışmalar yaşanırken, Fetih Ordusu liderliğindeki muhalifler stratejik Han Toman ve çevresini ele geçirmeyi başardı. İran’ın yoğun olarak asker konuşlandırdığı bu hatta, çok sayıda yabancı Şii milis güçlerin olduğu da biliniyor. Han Toman’da yaşanan kaybın ardından hem güney Halep’te, hem de kuzey batı Halep’te yoğun saldırılar düzenleyen Esed rejimi ve İran liderliğindeki yabancı Şii gruplar, henüz anlamlı bir ilerleme sağlayabilmiş değil. Han Toman, Raşidin ve Handerat’ta yoğunlaşan taarruzlarda rejim yanlısı güçler çok sayıda kayıp vererek geri çekildi. Bazı iddialara göre bu rakam yüzlerle ifade ediliyor.
Halep’te çatışmalar yoğunlaşırken, muhaliflerden kuşatma altındaki kuzey Humus’ta sürpriz bir hamle geldi. Esed rejiminin uzun süredir yoğun olarak hedef aldığı ve ikiye, hatta üçe bölmeye çalıştığı kuşatma altındaki bölgede muhalifler ani bir saldırıyla stratejik Zara köyünü ele geçirdi. Ani gelişen saldırıya, bölgedeki Ahrar el-Şam ve el-Nusra Cephesi’nin yanı sıra, Özgür Suriye Ordusu’na bağlı gruplar da katıldı. Muhalifler saldırının “Halep’in intikamı” için olduğunu duyurdular.
Kuzey Humus Kuşatması ve Saldırının Gelişimi
11 Mayıs Çarşamba günü gece geç saatlerde muhalifler kuzey Humus’ta, Rastan Baraj gölünün hemen üstünde yer alan Zara köyüne baskın düzenledi. Hazırlıksız yakalan rejim güçleri kısa sürede bozguna uğrarken, çok sayıda rejim unsuru öldürüldü. Muhalifler bir T-62 tank ve personel taşıyıcı BMP dahil çok sayıda mühimmat ele geçirdi. Muhaliflerin aralarında kadınların da yer aldığı sivilleri öldürdüğünü öne süren rejim kaynaklarına karşın, muhalifler, öldürülen kadınların rejim saflarında savaştığını öne sürdü. Muhaliflere göre köyde sivil bulunmuyor ve rejim insan kaynağı sıkıntısı yaşadığı için kadınları da silahlandırıyor. Rejime yakın kaynaklarsa ölenlerin sivil olduğu konusunda ısrarlı.
Kuzey Humus ve belli oranda güney Hama’yı kapsayan kuşatma altındaki muhalif bölge, batıda Hula, doğuda Rastan, güneyde ise Telbise etrafında yoğunlaşıyor. Rejim için kritik öneme sahip bu bölgede muhalifler uzun süredir kuşatma altında bulunuyor. Buna karşın nispeten geniş bir bölge olması nedeniyle muhalifler bölgede hayatta kalmayı başarabiliyor. Rejime bağlı güçler bu durumun önüne geçebilmek için bölgeyi daha ufak parçalara bölmeye çalışırken, Kefer Nan’ın ardından Kissin ve Gırnata köylerini alarak batıdaki el-Hula’yla doğudaki Rastan’ı bütünüyle birbirinden izole etmeye çalışıyor.
Savaş boyunca muhalifler daha çok Asi Nehri’nin güneyinde varlık gösterirken, Harbinefse gibi Asi Nehri’nin kuzeyinde de uzun süredir tutunmayı başardı. Asi Nehri’nin üzerine kurulu Rastan Barajı’nın oluşturduğu gölün kuzeyinde yer alan kritik Zara köyü ise, rejim tarafından 2014 yılında ele geçirilen köylerden biri. Sünni Türkmenlerden oluşan Zara’yı rejim güçlerinin ele geçirmesinin ardından bölgeye çevredeki Nusayri köylerden nüfus kaydırıldığı öne sürülüyor.
Kuzey Humus’ta Türkmen nüfusunun yoğun olduğu biliniyor. Muhaliflerin güçlü olduğu Hula, Rastan ve Telbise’de yoğun Türkmen nüfus yaşarken, bu bölgenin daha kuzey ve batısına doğru rejime sadık Nusayri Arap köyleri yer alıyor. Savaşın başından bu yana bölgede özellikle Sünni Türkmenlere karşı rejimin soykırım suçu işlediğini öne süren muhalifler, Zara köyünün de rejim tarafından zorla Nusayrileştirildiğini iddia ediyor.
Suriyeli muhaliflerin Asi Nehri’nin hemen kuzeyinde yer alan Zara köyünü ele geçirmesiyle bölgedeki muhaliflerin daha rahat hareket edeceği anlaşılıyor. Bölgenin ele geçirilmesinin ardından el-Hula ve Rastan arasında geçişlerin kolaylaştığı bildiriliyor. Muhaliflerle rejim arasında yapılan görüşmeler neticesinde rejim, yine Asi Nehri’nin kuzeyinde yer alan Carcisa köyünden geçtiğimiz günlerde çekilmişti. Daha önce Esed rejimi, Rus müdahalesiyle birlikte özellikle Asi Nehri’nin kuzeyinde belli bir ilerleme sağlamayı başarmıştı.
Son ilerlemelerle birlikte muhaliflerin mevcut doğu-batı koridorunu daha da genişletmek için Kefer Nan ve Tasnin’e de saldırabileceği öne sürülüyor. Rejim unsurlarının bu köylerden de çıkarılması halinde muhaliflerin bölgedeki pozisyonları oldukça güçlendireceği sanılıyor. Böylesi bir gelişme rejimin Humus-Hama’ya yönelik stratejilerine ağır bir darbe anlamı taşıyor.
Saldırının Anlamı
Uzun süredir kuşatma altında olmasına karşın muhaliflerin bu kadar kolay hamleler yaparak ilerleyebilmesi, bir taraftan rejimin kapasitesinin sorgulanmasına yol açarken, diğer taraftan muhaliflerin aynı anda farklı cephelerde saldırması halinde ilerleyebilme avantajına sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Rejimin son dönemlerde daha çok Halep’e yoğunlaştığı bir dönemde Humus’taki cephe hatlarının boş bırakılmasından yararlanan yalnızca muhalifler değil, aynı zamanda IŞİD. Karyeteyn ve Tedmur’u kaybetmesinin ardından büyük bir darbe alan IŞİD, rejimin Halep’e yoğunlaştığı bir dönemde tekrar bölgeye saldırarak doğu Humus’ta önemli ilerlemeler sağladı. Şair ve Mahir petrol sahalarına giren IŞİD çok sayıda tank, BMP ve mühimmat ele geçirirken, Tayfur havaalanına kadar ilerleyerek rejimin Tedmur bağlantısını kesmeye çalıştı. Bölgede çatışmalar hala devam ediyor.
Gün geçtikçe insan kaynağını kaybeden rejimin özellikle Halep gibi cephelerde neredeyse bütünüyle İran ve yabancı milislere bel bağlamasına karşın kendi askerlerini konuşlandırdığı Humus çevresinde de yetersiz kaldığı anlaşılıyor. Söz konusu durum rejimin varlığını tehdit ederken, uzun vadede savaşı ne kadar sürdürebileceği konusunda da soru işaretleri doğuruyor.