Deyr ez-Zor’a ulaşan yol üzerindeki stratejik konumuyla Suhne kasabası, Esed rejimi, İran, Rusya ve DEAŞ için önemli bir role sahiptir. M20 karayolu üzerinde Tedmür’ün 70 km kadar doğusunda bulunan kasaba, Esed rejimi ve müttefiklerinin Deyr ez-Zor ile orta ve Batı Suriye’deki kontrol alanlarına ulaşımında kilit konuma sahiptir. Bölge, DEAŞ için tercih edilen hedeflerden biri konumundadır.
Gregory Waters’ın verilerine göre, son 3 senede Suhne’de 29 DEAŞ saldırısı gerçekleşti. Bu saldırılarıda Rejim ordusuna bağlı birliklerin yanısıra Ulusal Savunma Güçleri (USG), Liva el-Kudüs, Liva Muhtar el-Tıkfi unsurları ve muhtelif siviller hedef alındı.[1] Suhne’nin çevresindeki alanlara yapılan saldırılar da hesaplandığında sadece 2020’de DEAŞ’ın 38 saldırıda 170’ten fazla can kaybına yol açan eylemler gerçekleştirdiği görülmektedir.[2]
2021’de saldırılarda vites yükselten DEAŞ’ın rejim konvoylarına ve İran yanlısı unsurlarca kurulan kontrol noktalarına gerçekleşen saldırılarını önlemek için rejim helikopterleri de bölgedeki gözetleme görevlerinde kullanılmaya başlandı. Suhne ile Kebacib arasındaki yaklaşık 100 kilometrelik mesafede helikopterlerce hava devriyeleri atılırken, bölgedeki İran güçlerinin de 5’er kilometre arayla yol üzerinde kontrol noktaları kurdukları rapor ediliyor. Bu yeni kontrol noktaları henüz DEAŞ tarafından hedef alınmamakla birlikte bölgede başka unsurları hedef alan saldırıların devam etmesi, söz konusu kontrol noktalarının bölge güvenliğine katkısı noktasında şüphe doğuruyor.
DEAŞ’ın silahlı milisler dışında bölgede ticaret yapan sivilleri ve araçlarını da hedef alması Humus-Deyr ez-Zor yolunun ticari etkinliğini de baltalamaktadır. Enab Baladi’ye konuşan yerel kaynaklar, DEAŞ sadırıları yüzünden sivil araçların yol güvenliğinin en düşük seviyede olduğunu sitemle anlatırken, bölgede siviller için tek tehdidin DEAŞ olmadığını, İran ve rejim güçlerinin de hırsızlık ve yağma gibi suçlara çokça karıştıklarını ifade etmekteler.[3] Hırsızlık ve gasp tehlikesinin her an hissedildiği Suhne’de rejim güçlerinin kontrolü DEAŞ’ın elinden aldığı Ağustos 2017’nin üzerinden üç buçuk sene geçmiş olmasına rağmen o dönem kasabayı terk eden nüfusun önemli bir kısmı geri dönmedi. Enab Baladi’ye konuşan yerel kaynaklar, bu durumun temel sebebini rejimin bölgeyi ele geçirdikten sonraki sürede halen elektrik, gaz, su ve iletişim gibi temel altyapıyı yeniden kullanılabilir hale getirmemesi olarak görüyor. Keza hırsızlık olaylarında olağan şüpheli olarak görülen USG güçleri ve 4.Zırhlı Tümen’e bağlı unsurların herhangi bir şekilde gerçekleşen suçlardan ötürü soruşturma dahi geçirmemeleri de bu güvensizlik ortamını katmerleştiren başka bir sebep.
DEAŞ ile mücadelede Badiye’de ciddi zaafiyet gösteren ve tüm çabalara karşın bu cephede ciddi bir değişim sağlayamayan rejim güçleri ve İran unsurları, kendileriyle özdeşleşen çok parçalı/disiplinsiz milis yapıları sebebiyle bölgenin “insansızlaşmasına” sebep oluyorlar. Zaten seyrek yerleşimli yapısı ile savunması zor olan çöl bölgelerinde bulunan az sayıdaki köy ve kasabanın nüfus konusunda sıkıntılar yaşaması, bu bölgelerin savunulması açısından dezavantaj oluştururken rejim ve müttefiklerinin disiplinsiz uygulamaları DEAŞ’ın bölgede yaşayan yerel Bedevi unsurlar ile işbirliği yapmalarına yol açabilecek bir zemin sağlıyor. Yerel unsurların ciddi şekilde desteğini almadan bölgede bir süredir sonuç alınamayan DEAŞ ile mücadelede başarının sağlanması oldukça zor görünüyor.
Ömer Behram Özdemir
[1] Waters tarafından oluşturulan Daeş’in saldırı haritası için bknz: https://www.google.com/maps/d/u/0/viewer?mid=1VubVoZdI1rnqMlfAkmBECat-mpWZOEIA&ll=35.16156981375043%2C39.83544621589509&z=12
[2] https://english.enabbaladi.net/archives/2021/02/al-sukhna-predominated-by-security-chaos-as-regime-and-iranian-forces-grapple-with-is/ , Erişim Tarihi: 25 Şubat 2020.
[3] https://english.enabbaladi.net/archives/2021/02/al-sukhna-predominated-by-security-chaos-as-regime-and-iranian-forces-grapple-with-is/ , Erişim Tarihi: 25 Şubat 2020.