Rejim Unsurlarının Zaafları DEAŞ’a Alan Açıyor
08 Ekim 2020

DEAŞ’ın Suriye’deki eylemleri artarak devam etmekte. Ağustos ayında son 2 senenin en yüksek saldırı sayısına ulaşan örgüt, Eylül’de çok sayıda eylem gerçekleştirdi. Humus, Rakkai Halep, Hama ve Deyr ez-Zor merkezli 32 saldırı gerçekleştiren DEAŞ’ın bu saldırılarında, 32 rejim yanlısı askeri unsur ve 12 sivil hayatlarını kaybetti.[1] DEAŞ’ın eylemlerine nitelik ve nicelik hususunda odaklanan uzman Gregory Waters Ağustos’ta Humus’a yoğunlaşan örgütün Eylül’de ise Deyr ez-Zor ve Rakka’ya tekrar yöneldiğini dile getirdi. SOHR’un haftalık verilerine göre Ekim ayı da başlangıcı itibariyle saldırılardaki yükseliş trendini devam ettirdi. Ekim’in ilk haftasında SOHR’un verilerine göre çatışmalarda rejim güçlerinin kaybı 41, DEAŞ’ın ise 49.[2]

Kırsalda DEAŞ’ın saldırıları rejime yoğun kayıplar verdirdi. Mayadin ile Cebel Bişri-Deyr ez-Zor arası bölgelerde 11 kez rejim güçlerine saldırı düzenleyen DEAŞ’a karşı rejimin direnci ise pek güçlü olmadı. DEAŞ saldırıları sonrası bölgeye intikal eden ve karşı saldırı düzenleyen rejim unsurlarının mayınlar ve kurulan pusulara karşı ciddi kayıplar vermesi bölgede DEAŞ’ın istihbari gücünün rejim güçlerini zor duruma düşürdüğünü göstermektedir. Orta ve doğu Suriye’de DEAŞ’a karşı kırsal alanı kontrol etmek hususunda zorluklar yaşayan rejim güçleri, Suhne’nin güneyindeki Vadi Dubaya bölgesinde uzun süredir etkin bulunan DEAŞ unsurlarına karşı Eylül’ün ilk günlerinde harekete geçmiş ve bölgeden DEAŞ unsurlarını çıkarmıştır. Ama daha önce benzeri örneklerde görüldüğü gibi rejim unsurları harekat sonrası bölgeden çekilince bir kaç gün sonra tekrar DEAŞ, Vadi Dubaya bölgesine yerleşti.

DEAŞ saldırılarında rejim güçleri, komuta düzeyinde kayıplar vermeye de devam ediyor. Eylül içerisinde Ulusal Savunma Güçleri (USG) iki bölge komutanını DEAŞ’ın saldırılarında kaybetti. Bu komutanlardan Muhammed Şaban Deyr ez-Zor havaalanının savunmasında dört sene boyunca görev alırken sonraki dönemlerde ise Deyr ez-Zor ve Rakka’daki USG komuta kademesinde yer alan tecrübeli bir rejim unsuruydu.[3] Şaban, sene başından bu yana DEAŞ tarafından öldürülen 21. rejim komutanı oldu. DEAŞ saldırılarında sadece ordu ve USG güçleri değil Liva Kudüs unsurları da hedef alındı. Mayadin’de 13 Eylül’de gerçekleşen DEAŞ pususunda, Liva Kudüs 6 militanını kaybetti. DEAŞ’ın pusular haricinde özellikle kontrol noktası baskınlarıyla can kaybına yol açan saldırılar düzenlediği görülmektedir. Geçtiğimiz ayda Halep ve Rakka’da motosikletli saldırganların gerçekleştirdiği kontrol noktası saldırıları da rapor edildi.

Rejim güçlerinin bölgeyi savunmadaki zafiyetleri Hama kırsalında köylülerin kendilerini korumak adına milis güçler kurmalarına yol açtı. Rejime bağlı unsurların insan, silah ve istihbarat kapasitesinin yetersizliği bu sorunda önemli rol oynamaktadır. Bunun haricinde rejim unsurlarının kendi içlerindeki siyasi çekişmeler ve rekabet de DEAŞ’a alan açmakta. Deyr ez-Zor’a sevk edilen 17.Alay’a bağlı birliklerin USG unsurları ile aynı cephede konuşlanmama isteği sebebiyle bölgede rejim unsurları arasında koordinasyon ve işbirliği sıkıntısı baş göstermekte. Alay komutanı Tümgeneral Ghassan Muhammed ile Deyr ez-Zor USG kumandanı Firas Ceham arasındaki siyasi uyuşmazlığın birlikler arasındaki işbirliğine doğrudan etki etmesi, DEAŞ’ın bu bölgede hem askeri hem de “istihbari” olarak nasıl etkin olduğunun cevabı niteliğindedir.

Ömer Behram Özdemir

[1] Bknz: Gregory Waters, ISIS Redux: The Central Syria Insurgency in September 2020, Counter Extremism Project, Ekim 2020

[2] https://www.syriahr.com/en/187245/ , Erişim Tarihi: 7 Ekim 2020

[3] Bknz: Gregory Waters, ISIS Redux: The Central Syria Insurgency in September 2020, Counter Extremism Project, Ekim 2020