9-10 Aralık tarihleri arasında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen konferans, muhalefeti temsil edecek yeni bir yapı olan ‘Yüksek Müzakere Heyeti’’nin oluşturulmasıyla sona erdi. Konferanstan çıkan kararlar Arap basını ve özellikle köşe yazılarında geniş yankı buldu.
Suudi Arabistan’ın el-Hayat gazetesinde yazan ünlü köşe yazarı Cemal Kaşıkçi köşesinde Riyad Konferansı’nın başarılı olduğunu savunarak, başarının en önemli sebebinin Heysem Menna ve Salih Müslim gibi isimlerin konferansa davet edilmemesinin olduğunu ifade etti. Yazara göre bu isimler konferansa katılmaları halinde konferansı adeta sabote edeceklerdi.
Suudi Arabistan’ın bir diğer ünlü gazetesi Londra merkezli yayın yapan el-Şark el-Avsat’ın önemli yazarlarından ve eski el-Arabiya genel yayın müdürü olan Abdurrahman el-Raşid, Riyad Konferansı Suriye’nin geleceğini belirleyen şimdiye kadar atılmış en önemli ve en ciddi adımlardan biridir şeklinde değerlendirdi.
Riyad Konferansı’na katılan ve SMDK üyesi olan Suriyeli gazeteci Fayez Sare ise ‘Riyad Konferansı Sonrası’ adlı yazısında konferanstan sonra atılması gereken adımlardan bahsetti. Sare’ye göre bu adımlar üç düzeyde atılmalı. Bu adımlardan ilki muhalefet düzeyinde olup muhalefetten katılmış veya katılmamış olanların konferanstan çıkan yapı veya kararları açık bir şekilde desteklemesi. İkinci düzeyde, Suriye halkının artık sorunu ancak siyasi bir çözümle sonuca ulaşılacağı fikrini benimsemesi. Üçüncü ve son düzey ise meselenin bölgesel düzeyde ele alınması. Burada Sare, Suriye halkının bölgesel dostlarını vurgulamakta, özellikle daha önce muhalefetin tek bir çatı altında olmamasından dolayı muhalefeti desteklemeyen aktörlere seslenmektedir.
El-Arabi el-Cedid gazetesinden Husayn Abdulaziz, Riyad Konferansı’nın bütün muhalefeti birleştirmek için önemli bir adım olduğunu ifade ettiği yazısında, tüm bunlara rağmen bazı hususların muallakta kaldığını vurguladı. Söz konusu noktaları ise şöyle sıraladı: temsil meselesi ki burada bazı kişilerin konferansa katılması noktasında yapılan baskıdan bahsetmektedir. İkinci husus geçiş yönetimi heyetinin mahiyeti ve görevlerinin neler olacağı. Buna ek olarak Esed’in geleceğinin konferansın ardından muallakta kalan bir diğer konu olduğunu belirten yazar, son olaraksa ateşkes meselesinin açıklığa kavuşturulmadığını yazısında ifade etti.