Suriye’deki savaş sahada yaşanan yeni gelişme ve dramatik değişimlerle yeni bir safhaya girerken, son bir ay içerisinde mevcut tabloyu değiştirmeye yönelik kritik bir hamle de Rusya’dan geldi. Şimdiye kadar Esed Rejimi’ni başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası platformlarda korumaya çalışan Putin yönetimi, savaşın başından beri Esed rejimine askeri boyutta yardımdan da geri kalmıyordu. Buna karşın Rusya söz konusu yardımı şimdiye kadar birinci ağızdan teyit etmekten kaçınır bir pozisyon takınmaktaydı. Geçtiğimiz haftalarda ise Rusya’nın tavrında yeni değişim sinyalleri verilmeye başladı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ve Devlet Başkanı Vladimir Putin, yaptıkları çeşitli açıklamalarda Esed Rejimi’ne “IŞİD”e karşı savaşması için askeri yardımda bulunacaklarını ifade etti. Aynı süreçte İstanbul boğazından geçen Rus Gemilerinde Suriye’ye giden askeri mühimmatların taşındığı iddia edildi ve çeşitli uydu fotoğraflarına da yansıdığı üzere Rusya’nın Suriye’nin Akdeniz kıyısında bulunan Lazkiye ve Tartus limanlarına yığınak yaptığı belgelendi.
ABD’li yetkililerce de doğrulanan Rusya’nın Suriye’ye yönelik askeri sevkiyatı, son haftalarda artarak devam etti ve Rusya’nın Suriye’ye asker konuşlandırdığı iddiaları bizzat Rus yetkililerce de doğrulandı. Sosyal medyaya yansıyan görüntülerdeyse Rus askerlerinin liman kenti Tartus’ta eğitim yaptıkları görüntüler ortaya çıktı.
Yine sosyal medyaya yansıyan fotoğraflarda Rusya’nın çeşitli ölçekte ağır silahları Suriye’de konuşlandırdığı ve aktif olarak Esed rejimi için gerekli olan cephelere kaydırdığı öğrenildi.
Lazkiye’de Esed rejimine ait havaalanında Ruslar tarafından genişletme çalışmalarının başlatıldığı ve Rus ordusuna ait hava güçlerinin bu havaalanında konuşlandırıldığı çeşitli kaynaklarca rapor edildi. Edinilen son bilgilere göre Rusya’nın Sukhoi SU-30 tipi 5 uçağı bu havaalanına konuşlandırdığı ve MiG-31 tipi uçakları da Suriye’de kullanmaya başladığı görüldü. Bunun yanı sıra Rus ordusunun etkili T90 tipi tankları da Suriye’ye ulaştırdığı basına yansıyan bir başka iddia.
Rusya’nın bu yeni hamlesine karşılık başta Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry olmak üzere ABD’li yetkililerden yeni gelişmeyle ilgili şaşırtıcı bir biçimde olumlu açıklamalar geldi ve IŞİD’e karşı mücadele için ABD’nin Suriye’de Rusya’yla işbirliği yapabileceği sinyalleri verildi.
Hızlı bir biçimde Suriye’ye giriş yapan Rusya’nın IŞİD’e karşı mücadele edeceği iddiasına karşın askerlerini Lazkiye ve Hama gibi IŞİD’in hakimiyetinin bulunmadığı bölgelere konuşlandırması ve kameralara yansıyan Lazkiye’de muhalif mevzilere karşı Rus askerlerinin tank atışı görüntüleri iddia edilenin aksine Rus ordusunun hedefinin IŞİD’den ziyade Suriye muhalefeti olduğunu ortaya koyar nitelikte.
Yine bazı iddialara gore Rus Ordusu’nun da desteğini alan Esed rejiminin uzun süredir yoğun bir baskı altında kaldığı Lazkiye ve Hama hattında ilerlemeye çalışacağı ve Sahl el-Gab ve Lazkiye yönünde Rus destekli bir taarruza geçmeyi planladığı ifade edildi.
Rus Ordusu’nun artan desteği ve aktif müdahalesiyle Suriye’de sahadaki dengelerin ciddi anlamda değişebileceği beklentisi büyük oranda oluşmuş bulunuyor. İnandırıcı olmaktan uzak “IŞİD’e karşı mücadele” söyleminin ötesinde, muhaliflere yönelik rejimi koruma hamlesi olarak gerçekleştirilen bu konuşlandırmanın mevcut dengeyi ne kadar rejim lehine çevirebileceği hala net değil.
İddiaların aksine Rusya’nın bu hamlesinin sahada muhaliflere yönelik bir taarruzdan çok –ki bu hali hazırda özellikle Lazkiye-Hama hattında ofansif bir momentumu sürdürmekte olan muhaliflere karşı oldukça güç- rejimin özellikle İdlib, Hama ve Lazkiye’de çöken defans hatlarını korumaya yönelik bir hamle olduğu öne sürülebilir. Mevcut haliyle demografik anlamda oldukça zor günler yaşayan Esed rejiminin asker sıkıntısı çektiği Beşşar Esed tarafından da itiraf ediliyor. Büyük oranda Hizbullah ve İran destekli yurtdışından gelen Şii milislere bel bağlamaya başlayan Esed rejimi, ülkede yaslandığı demografik arka planın da dezavantajını dramatik bir biçimde hissediyor.
Rusya’nın söz konusu hamleyle rejimin gelecekte kurmak isteyebileceği Tartus ve Lazkiye çevresindeki “Alevi Devleti”ne yönelik bir adım olduğu da öne sürülebilecek iddialar arasında. Özellikle Hama’da uzun süredir İdlib’teki ilerleyişini sürdüren Fetih Ordusu ittifakının yeni bir taarruza geçme ihtimali Esed rejimini ciddi bir biçimde tehdit ediyor. Humus’un doğusunda IŞİD’e yönelik yaşadığı kayıplar da rejimi oldukça sıkıştırmış durumda. Hali hazırda rejimin güney hattının bir süredir sakin olması ise, uzun vadede rejim lehine sürdürülebilir bir statüko oluşturabilecek durumda değil. Tüm bu gelişmeler Esed rejiminin güçlü bir taarruz karşısında kontrolsüz bir çöküş senaryosu göz önünde bulundurularak değerlendiriliyor.
Rusya’nın bu son hamlesiyle özellikle muhalifleri masaya çekip –muhalefetin rejimle anlaşabileceğini düşündükleri belli gruplar- ülkede kendi çıkarlarını da koruyabileceği aktörlerin –hali hazırda Esed bunun için tek seçenek gibi görünüyor- belli oranda gücünü koruyabildiği avantajlı bir anlaşmayı amaçlıyor. Özellikle Suriye muhalefetinin büyük bir kısmını IŞİD ve terörizm parantezine alarak, ABD ve uluslararası toplumu Esed rejiminin meşruiyetine ikna etmeye çalışan Rusya, rejimin elini güçlendirebilmek için güçlü bir askeri hamleyi gerekli görüyor. Akdeniz’deki tek deniz üssünü –Tartus- barındıran Suriye’den kolaylıkla vazgeçmeyecek olan Rusya, oldukça maliyetli ve riskli bir hamleyle ülkedeki çıkarlarını maksimize etmeye çalışıyor. Sahadki mevcut tablo göz önünde bulundurulduğundaysa, bu hamlenin başarıya ulaşma ihtimali oldukça zor görünüyor.