Dera el-Beled’de Şam-Tahran cephesinin saldırı ve kuşatma siyaseti aynı zamanda Deralıların mülklerine ek koyma hamleleriyle desteklenmekte. Enabbaladi’nin haberine göre rejim güçleri tarafından el konulan ve Deralılara ait olan konutların sayısı 50’ye ulaştı.[1] Habere göre rejimin şimdiye kadar yaşanan süreçte el koyduğu konutlar bölgede yaşayan siviller tarafından 2011 sonrası dönemde Dera’daki çatışma ortamından uzak kalabilmek için tarım arazileri üzerine inşa edildi. 2018’de Rusya arabulucuğu ile rejim ve Dera Merkez Komitesi arasında uzlaşma sağlanmasından sonraki süreçte ise bölge halkı bu konutlara daimi olarak yerleşti.
Dera el-Beled’in güneydoğusundaki el-Şiyah, el-Nahla ve el-Haşabi’de bulunan bu konutlar rejimin bölgedeki askeri hareketliliğinin artoışına müteakip sakinleri tarafından boşaltılmıştı. Halihazırda rejim askeri unsurlarının konuşlandığı bu konutların asıl sahipleri ise konutların geleceğine dair endişe duymaktalar. Rejim silahlı unsurlarının geçmişi göz önünde bulundurulduğunda el konulan evlerin “yağmalanması” ve yeniden ikamet edilememesi için “yakma” veyahut “yıkım” ile kullanılamaz hale getirilmeleri başlıca endişeler arasında bulunmakta. Ağustos ayında Dera’daki Tarık el-Sad mahallesinden çekilen 4.Zırhlı Tümen’e bağlı birliklerin bölgedeki sivillere ait konutları çekilme esnasında kundaklamaları bölgede yaşanan en taze olay olarak hafızalarda yer almaktadır.[2]
4.Zırhlı Tümen’in kendisi gibi İran destekli müttefiki Hizbullah da 2019’da bölgede kimi köylerden çekilirken sivillere ait evleri patlayıcılar kullanarak yıkmış ve söz konusu evlere sivillerin geri dönüş yolunu kapamıştı. Dera el-Beled’de böyle bir senaryonun yaşanması çatışma esnasında bölgeyi tahliye etmek durumunda kalan binlerce Deralı sivilin de geri dönecek evler bulamaması manasına gelecektir.
Şam-Tahran cephesi çatışma bölgelerinde kendileri için orta vadede sorun teşkil edeceklerini düşündükleri beldelerde evlere el koyma ve kullanılamaz hale getirmeyi çözüm yolu olarak kullanırken bunun yanında yasal zemine oturtulmuş hamlelerle de yerleşim yerleri üzerinde mühendislik peşindeler. Dera’da şu an yaşanan tecrübenin haricinde Deyr ez-Zor’da da bölge sivillerine ait arazi ve gayrimenkuller rejim eliyle el değiştirmekte. Yerlerinden edilmiş Suriyelilerin arazi ve evlerine el koyma amacıyla yürürlüğe giren 10 Sayılı Kanun çerçevesinde bölgede faaliyet gösteren ve İran tarafından desteklenen Şii Vakfı Deyr ez-Zor batısında 14 hektar büyüklüğünde tarım arazilerini satın aldı.[3] Deyr ez-Zor’daki Şii türbelerinin “hac turizmi” merkezi haline gelmesi amacıyla bu arazilerin satın alındığı, buralara “İran ve Iraklı hacıların” hizmet alacağı tesislerin yapılacağı ve tüm bu inşaat operasyonunun İran Devrim Muhafızlarınca koordine edileceği iddialar arasındadır. Suriye iç savaşındaki “İranlı hacılar” tecrübelerinden yola çıkarak bu bölgelerin turizmden ziyade Suriye-Irak sınırında faal olan İran destekli mezhepçi milisler için bir istasyon olması da ciddi olasılıklar arasında bulunmaktadır. Ayn Ali türbesi ve etrafında yerlerinden edilen Suriyelilerin mülkleri üzerine yapılacak böylesi bir hamle de Dera’da yapılan zorla el koymalar gibi Şam-Tahran cephesinin tehdit olarak etiketledikleri kitleleri cezalandırma yöntemi olarak kayıtlara düşecektir.
Ömer Behram Özdemir
[1] https://english.enabbaladi.net/archives/2021/09/syrian-regime-forces-appropriate-civilian-property-during-current-military-escalation-in-daraa/ , Erişim Tarihi: 8 Eylül 2021.
[2] https://english.enabbaladi.net/archives/2021/09/syrian-regime-forces-appropriate-civilian-property-during-current-military-escalation-in-daraa/ , Erişim Tarihi: 8 Eylül 2021.
[3] https://www.syacd.org/demographic-change-in-eastern-syria-carries-an-ominous-warning-for-the-future-of-the-country/ , Erişim Tarihi: 7 Eylül 2021.