Haber Analiz / Suriye Gündemi
Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) basın sözcüsü Talal Silo, Türkiye’ye kaçtıktan sonra Anadolu Ajansına önemli açıklamalarda bulundu. SDG’nin PKK tarafından kontrol edildiğini ve bunun ABD’li yetklilerce bilinildiğini aktaran Silo, SDG’ye verilen silahların PKK’nın elinde olduğunu söyledi. Talal Silo’nun beyanatları üst düzey bir şahitlik ve itiraf niteliği taşımasının yanı sıraözellikle McGurk’un direktifleri sonucunda gerçekleşen usulsüzlük, düzmece imzalar ve isim yanıltmaları hakkındaki beyanatları önem arz etmektedir.
2015 Ağustos’un başlarında Afrin’e gittiğini ve PKK bölge sorumlusu Hacı Ahmet Hudro’nun kurduğu Ceys el Suvvar yapılanmasına katıldığını belirten Silo; “Arapların başında Ebu Ali Berad, Kürtlerin başında Selah Çebbo vardı. Ben de Türkmenlerden sorumluydum. Ceyşul Suvvar yönetiminde çalıştım. Ancak karar sahibi biz değil, (PKK’lı) Hudro’ydu. Daha sonra SDG’ye katılacağımı söylediler. İlk toplantıyı PKK bölge yöneticisi Şahin Cilo’yla yaptık“ dedi.
Silo’nun SDG’nin kuruluşu hakkında verdiği dikkat çekici bilgi ise SDG’nin kurluşu için ilk toplantının 15 Ekim 2015’te yapıldığı, fakat kuruluşun 10 Ekim olarak ilan edildiği idi. ABD’nin PKK/YPG’ye Haseke bölgesinde 10 Ekim’de silah sevkiyatı gerçekleştirdiğini aktaran Silo, bunun PKK’lı Şahin Cilo tarafından özellikle istendiğini belirtti. ABD’nin uluslarası topluma durumu izah edebilmesi için böyle yapıldığı ve YPG’ye giden silahların SDG’ye gidiyor diyebilmek için SDG’nin kurulduğunu anlattı.
SDG’nin kuruluşunu ABD’nin isteği üzerine gerçekleştiğini söyleyen Silo; “Bu sadece bir isim. Başka bir şey değil. Biz maaş dahil her şeyi YPG’den alıyoruz. SDG’nin kuruluşunun asıl nedeni ABD’dir. ABD yönetimi Kürtlere silah vermek istiyordu. SDG’nin kuruluş ilanı sadece bir tiyatroydu. Bileşenlerin birliğinden bahsettiler ancak böyle bir şey yok. ABD liderliği Kürtlere ve PKK’ya verdi” dedi ve SDG’yi DAEŞ ile anlaşma yapmak, halkı tehcir etmek, evleri yıkmak ve kamplardaki halka bile rahat vermemekle eleştirdi.
ABD tarafından gerçekleştirilen silah sevkiyatları için SDG içerisindeki sembolik Arap kişilerden imza alındığını ama silahların Türkiyeli PKK lideri Safkan’a teslim edildiğini belirten Silo; “Safkan, silahları sadece kendi bildikleri bir yere götürürdü. Yine böyle devam ediyor. Mesela Münbiç operasyonunda tüm silahları (kağıt üzerinde) Arap asıllı Ebu Emced’e teslim ettiler. Bilerek yaptılar. Fakat bu bir tiyatroydu. ” dedi.
Tüm bu fikirlerin McGurk tarafından ortaya atıldığını iddia eden Silo; McGurk’u Rakka operasyonu ve Deyrizor operasyonu esnasında fason Arap askeri meclisleri kurulmasını istediği ve teslimatın onları yapılmış gibi gösterilmesinin ardından, silahların PKK/YPG’ye verildiğini belirtti. Silo’nun bu yöndeki şahitliği uluslararası koalisyonun özel temsilcisi McGurk’un görevini suistimal edip, uluslarası kamuoyunu bilinçli bir şekilde aldattığını göstermektedir.
Türkiye’nin terörden arananlar listesinde bulunan Şahin Cilo’nun silah telep listesini ABD’li yetkililere teslim ettiğini anlatan Silo, “Şahin Cilo’yu herkes biliyor. İşlerin başında bu şahıs var. Yardımcısı Kahraman’dı. Bu da PKK yöneticilerindendir. 3 numaralı yetkili bendim. Her noktada PKK’ya ait kontrol noktaları ve takip ekipleri var. Mahkemede, sivil meclis, sağlık ve diğer her alanda illaki bir PKK lideri mevcut” dedi.
PKK’nın Kandil kadroların Suriye’deki YPG’yi yönettiğini belirten Silo; “Cilo başkan olsa da kendisinden üstte bir otorite var. Bu kişi Bahoz Erdal. Bahoz da talimatları Kandil’den yani Sabri Ok’tan alıyor. Erdal, Kandil’e atanınca yerine Nureddin Sofi geldi. Cilo’ya talimatları bu veriyor. Cilo ile (yardımcısı) Kahraman sadece lider takımda. Çok sayıda ofis var ancak anlaşmazlıklardan dolayı yeni isimler getirilemiyor. Afrin’deki PKK ve YPG sorumluları Hacı Ahmet Hudro, Mahmut Berhudan ve (kadınlarda) Nocin. İdari olarak tüm bölge Halil Tefdem tarafından yönetiliyor. Bahoz Erdal, ona talimat veriyor. Münbiç’i PKK liderlerinden İsmail Direk yönetiyor ama askeri sorumlusu Cemil Mazlum. Rakka’nın askeri ve sivil yöneticisi Avrupa’dan getirilen Hasan. Deyrizor’unki ise Polat Can ki kendisi PKK’nın önde gelen isimlerinden. Nureddin Sofi ise Karayılan’ın açıklama yaptığı sırasında oraya gitti. Sonra geri geldi. Gizlice gidip geliyorlardı” dedi.
Silo; SDG içerisindeki militanların toplam sayısını 50 bin olarak ifade ederken, yüzde 70’in YPG unsurları olduğu, 65 Türkmen ve Süryani Askeri Meclisin 50 adamı olduğunu aktardı. Silo ayrıca SDG içerisindeki Şammar aşiretin Sanadid Güçlerine değinerek, Şeyh Bender’in bu gücün basında olduğu ve PKK tarafından yok sayıldığını söyledi.
Talal Silo’nun Anadolu Ajansına yapmış olduğu açıklamalar SDG-YPG-PKK ilişkisine yönelik Türkiye’nin tezlerini ve yapılan araştırmaları doğrular niteliktedir.. Silo’nun şahitliğinin ise Türkiye’nin elini güçlendireceği öngörülebilir. Fakat bu usulsüzlükler ve düzmece isim ve imza oyunlarından haberdar olan ve McGurk gibi aktif destek veren ABD’li yetkililere yönelik bir yaptırımın olup olmayacağı ve olursa nasıl bir yaptırım olacağı merak konusu.