Suriye’de Savaşın Yeni Cephesi: Güney Halep Kırsalı
14 Aralık 2015

30 Eylül’de Rus hava saldırısı ve İran’ın organize ettiği yabancı Şii milis güçlerin yığınağıyla başlatılan Halep’in güneyindeki muhaliflere yönelik saldırı dalgası hali hazırda muhaliflere karşı uzun süredir ciddi bir ilerleme gösteremeyen rejim için önemli bir hamle olarak ön plana çıkıyor.

Geçtiğimiz mart ayında Suriye’nin kuzeyindeki İdlib şehrini ele geçirmek için muhalif İslamcı gruplarca oluşturulan Fetih Ordusu koalisyonunun hızlı ilerleyişi ve İdlib bölgesini Esed rejiminden tamamen ele geçirmesinin ardından rejimin Lazkiye ve Hama hattında yoğun bir baskı hissetmeye başladığı gözlemlendi. Özellikle yaşanan insan kaybı ve rejimin ana destek hattını oluşturan Lazkiye Hama bölgesine yönelik muhaliflerin oluşturmaya başladığı baskı sonucu Esed rejiminin savaşın başından beri ilk defa bu kadar ciddi bir tehditle karşı karşıya geldiği askeri uzmanlarca da ifade edildi.

Bu gelişmenin ardından Esed rejimine destek veren Rusya ve İran arasında gerçekleştirilen görüşmelerin ardından Esed rejimine sahada aktif destek verme kararı çıktı. Yaz aylarında İranlı Kudüs Güçleri komutanı Kasım Süleymani’nin Moskova ziyareti sırasında hazırlandığı öne sürülen plana göre Rusya yoğunluklu olarak hava kuvvetlerini, İran ise kara güçlerini Suriye’ye göndermeye başladı. Lazkiye, Hama ve Halep’te yoğunlaşan bu yeni konuşlandırmanın ardından muhaliflere karşı yeni bir saldırı dalgası başlatıldı.

Bu kapsamda Rus Hava bombardımanına ek olarak Halep’e konuşlandırılan binlerce İranlı asker ve Iraklı Şii milis 19 Ekim’den itibaren geniş çaplı bir saldırıyla güneye doğru ilerleme başladı. Amerikan Wall Street Journal gazetesine de yansıyan haberlere göre yaklaşık 7 bin İranlı ve 20 bin Şii milis güçlerin son dönemlerde Suriye’ye gönderildiği çeşitli kaynaklarca dile getiriliyor.

Bu yeni saldırı kampanyası kapsamında ilk aşamada Halep’in güneyinde bir süredir donmuş olan hattı yarıp Azzan Dağı’na ulaşan Şii ağırlıklı güçler, kısa sürede Balas, Kafr Abid, Cebel Erbain’e ulaşarak ele geçirmeyi başardı. Aynı ofansın daha batı yönündeyse han Toman’ın doğsundaki Wadi ve Abtin ele geçirilerek güney-batı yönlü ilerleyiş sürdürüldü. Hama ve Lazkiye’nin aksine bu saldırı hamlesine karşı hazırlıksız yakalan muhalif güçlerin yaşanan güçlü ve hızlı saldırı karşısında tutunamadıkları görüldü.

Halep ve İdlib bölgesinde yoğunlaşan muhalif gruplar bölgeye takviye güçler gönderse de Kasım Süleymani’nin bizzat yönettiği ve Iraklı Şii milis gruplardan Hareketi Nuceba, Asaib Ehli’l Hak, Ketaib Hizbullah ve Afgan Şiilerden oluşan Hazara savaşçıların yoğunlukta olduğu Liva el-Fatimiyyun’un da dahil olduğu rejim yanlısı kuvvetler batı yönlü ilerleyişine devam etti. Muhaliflerin başarısız kontra hamlelerinin ardından Şii güçler Hadir ve El-İys’e ulaşmayı başardı ve ülkenin güneyini kuzeyine bağlayan ana M-5 karayolunun hemen yanındaki ICARDA ve biraz daha kuzeydeki Zeytan’a kadar ulaşmayı başardı.

Bu hamleye karşı muhaliflerse en önemli lojistik ve ikmal yollarından M5 karayolunun tehlike altına girmesi üzerine büyük çaplı bir seferlik ilan ederek Güney Halep’e yığınak yapmaya başladı. İdlib merkezli Fetih Ordusu koalisyonunun da dahil olduğu muhalif grupların kapsamlı seferlik çağrısı üzerine binlerce savaşçının güney Halep’e gönderilerek ilerleyen rejim yanlısı güçleri durdurma hamlesi başlatıldı.

İlk aşamada M5 karayoluna ulaşan Şii milisleri ICARDA, Barqum ve Zerba’dan çıkaran muhalifler, Zaytan,’dan el-Ays’in batısına, Banis’ten Aziziye’nin güneyi ve oradan Cebel Arbain’e kadar bir hatta rejim yanlısı güçlerin ilerleyişini durdurduğu görüldü. Gerçekleştirilen kontra saldırılarla bazı kazanımlar elde  etmeyi başaran Fetih Ordusu ve ÖSO’ya bağlı muhalif güçler, şimdilik M5 karayolunun rejim yanlısı güçlerin eline geçmesini önlemiş görünüyor. Buna karşın el-Ays ve Hadir’den İran destekli Şii milislerin çıkarılmaması halinde M5 karayolunun muhalifler için güvenli olması hala riskli görünüyor.

Havadan yoğun Rus bombardımanı ve karadan İran’ın organize ettiği Şii grupların hızlı ve güçlü saldırı hamlesiyle önemli bir ilerleyiş sağlayan rejim yanlısı güçlerin ABD iç savaşında Kuzeyli General Sherman’ın savaşın kaderini etkileyen cesur hamlesine benzer bir taktik izlediği düşünülüyor.

Amerikan iç savaşında Kuzeylilerin ordusunda yer alan General William Sherman’a bağlı kuzeyli güçlerin beklenmedik bir biçimde Atalanta’dan yola çıkan ve iki ana hat halinde ilerleyip güneylilerin hatlarını yararak doğu kıyısında bulunan Savannah şehrine ulaşmasıyla son bulan Sherman’s March to the Sea(Sherman’ın Deniz Yürüyüşü) ya da Savannah Campaign(Savannah Seferi) adıyla askeri tarihe geçen hamle, ABD iç savaşının kuzeylilerin lehine sonuçlanmasında büyük bir rol oynadı. Düşman hatlarında kesintisiz bir ilerleyişle denize ulaşmayı hedefleyen bu hamleye karşı çıkılsa da, General Sherman’ın kararlı tutumu sonucu yürüyüşe geçilmesi kararı alındı. 15 Kasım 1864 yola çıkan kuzeyli birlikler, yaklaşık bir ay sonra 21 Aralık’ta Savannah’a vararak operasyonu başarıyla tamamladılar. Kuzeyli güçlerin ilerleyişi karşısında Georgia’da ikiye bölünen güneyli birliklerse, ağır bir yenilgiye uğramış oldu. General Sherman’ın bu hamlesi ise Amerikan İç Savaşı’nda kuzeylilerin güneylilere karşı üstünlük elde etmesinde önemli rol oynayan askeri hamleler arasına girdi.

Mevcut Suriye tablosu içerisinde ise rejim yanlısı güçlerin güney Halep operasyonuyla Sherman ilerleyişine benzer bir askeri taktik izlediği görülüyor. Her ne kadar General Sherman başlangıç noktası olan Atalanta’yı terk ederek ilerlemiş olsa da, rejim yanlısı güçlerin hamlesi de muhalif hatları yararak ikiye bölmeyi amaçlaması bakımından benzerlikler arzetmekte. İdlib’te uzun süredir tuttuğu hattı kaybeden Esed yanlısı güçler, muhaliflerin Türkiye sınırından Hama’nın içlerine kadar kesintisiz bir hakimiyet alanı oluşturması karşısında oldukça güçlü bir baskı hissetmeye başladı. Muhaliflerin Eylül itibariyle Hama’da başlatmayı düşündüğü Hama Operasyonuna karşı bir hamle olarak rejim yanlısı güçler güney Halep’te ilerleyerek söz konusu bu saldırı hamlesini akamete uğratmayı amaçlıyor.

İran ve Şii milis grupların ağırlıkta olduğu rejim yanlısı güçlerin hızlı ilerleyişinin amaçları arasında M-4 ve M-5 karayollarının kesiştiği ve muhalifler için oldukça hayati bir önem sahip olan Sarakıb olabileceği düşünülüyor. Bir diğer hatta ise hızlı bir ilerleyişle muhaliflerin kuşatması altındaki Keferya ve Fua’ya ulaşmak isteyebilecekleri yorumu da yapılabilir. Böylesi bir senaryonun gerçekleşmesi halindeyse Suriyeli muhalif grupların ciddi anlamda varoluşsal bir tehditle karşı karşıya kalacaklarını öngörmek mümkün. Yine M-5 karayolu boyunca daha güneydeki Ebu’z Zuhur Askeri Havalaanı’nın da muhtemel hedefler arasında yer alabileceği söylenebilir.

Tüm bu gelişmelere karşın rejim yanlısı güçlerin bu hamlesinin ne kadar başarılı olacağı ise şüpheli. Güney Halep’te gerçekleştirilen yeni saldırı dalgasının neredeyse tamamen havada Rus, karada ise İran Ordusu’na bağlı güçler ve Şii milislerin olması ciddi bir dezavantaj oluşturuyor. Rejimin insan kaynaklarını tüketen 5 yıllık savaşın ardından artık büyük oranda İran’ın desteği ve yabancı Şii milis güçlerin insan gücüne ihtiyaç duyması, uzun vadede bu ilerleyişin kalıcı olma ihtimalini zora sokan etkenler arasında. Yine ilerleyişin muhalif güçlerin ve güçlü Fetih Ordusu koalisyonun merkezi İdlib’e yönelik oluşu burada karşılaşılabilecek direniş de göz önünde bulundurulduğunda oldukça güç görünüyor. Şii milis güçlerin ve İran Ordusu mensuplarının yoğun olarak Şii söylemleri ön plana çıkarması ve Sünni camilere asılan Şii semboller gibi eylemlerse Sünni nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgede büyük tepkilerin oluşmasına neden oluyor.

Öte yandan Lazkiye, Gab Ovası ve kuzey Hama’da rejimin Rus desteğiyle başlattığı saldırı hamlelerinde yaşanılan başarısızlık ve geri çekilmenin güney Halep’te de tekrarlanma ihtimali söz konusu. Muhalif gruplarınsa bu saldırı dalgasını da püskürtmesi halinde Hama ve Halep’te yeniden rejim yanlısı güçler üzerinde güçlü bir baskı oluşturacağı yorumları yapabilmek mümkün. Tüm bu yaşananlar karşısında Halep’in güneyindeki rejim yanlısı güçlerin saldırı kampanyasının geleceğini ise, önümüzdeki haftalardaki kritik gelişmelerin belirleyeceği söylenebilir.