Analiz / Suriye Gündemi
2011 Mart ayındaki halk ayaklanması başlamadan önce, Suriye, Ürdün’den sonra en çok Filistinli barındıran ülke olarak ön plana çıkıyordu. 2011 yılında Suriye’deki Filistinli mültecilerin sayısı yaklaşık 600 bine ulaşırken, bu nüfusun çoğunluğu, dedeleri 1948 savaşı sonra Suriye’ye iltica etmiş kişilerden oluşuyordu. Filistinli mültecilerin büyük bir kısmı (510 bin) Birleşmiş Milletler’e ait bir ajans olan UNRWA’ya kayıtlıydı. Söz konusu nüfus her ne kadar 70 yılı aşkın bir süredir Suriye’de bulunuyorsa da, hala mülteci statüsünde sayılmaktaydı. Bunun yanında siyasi haklar hariç Suriye hükümeti Filistinli mültecilere Suriyeli vatandaşlarının sahip olduğu pek çok hakkı tanımıştı (çalışma, eğitim, sağlık hizmetleri v.b.).
Suriye’deki Filistinli mültecilerin yarısı Şam’da (yaklaşık 42%) yaşarken, geriye kalan nüfus muhtelif şehirlere dağılmış vaziyettedir (Halep, Humus, Hama, Deraa, Lazkiye). Suriye genelinde 13 Filistin mülteci kampı bulunmaktadır, bunların en büyüğü Şam’da bulunan ve halihazırda uzun süredir Esed rejimi tarafından kuşatma altında bulunan Yermuk Kampıdır. Kampların dışında Filistinlilerin yoğun olarak yaşadığı 14 mahalle bulunmaktadır.
Suriye’deki Halk Ayaklanması ve Filistinliler
2011 Mart ayında rejime karşı başlatılan halk ayaklanması ve sonrasında gelişen olaylar Filistinli mülteciler için oldukça çetin bir dönemin başlangıcı olmuştur. Suriyelilerle birlikte yaşayan ve benzer duygu ve talepleri paylaşan Filistinli mülteciler, meşruiyetinin büyük bir kısmını İsrail’e karşı mücadele üzerinden kuran Esed rejiminin halkın taleplerine karşı şiddetle karşılık veren bir siyaseti benimsemesiyle, büyük oranda Esed rejimiyle karşı karşıya gelmiştir.
Buna karşın Filistinli mültecilerin ve temsilcilerinin sergilediği tavırlara baktığımızda, ortak ve tek bir tavırdan bahsedebilmek mümkün görünmemektedir. Mültecilerin büyük bir kısmı, ‘misafir bir ülkede olaylara karışılmasının bir şeyi değiştirmeyeceği gibi, kendi aleyhlerine bir sonuç doğuracağı’ gerekçesiyle tarafsız kalmayı tercih etti. Fakat diğer yandan Filistinlilerin bir kısmı muhaliflerin yanında yer alırken, rejim saflarında savaşmayı tercih edenler de oldu.
Deraa’da yaşayan Filistinliler 15 Mart 2011’de başlayan olaylara aktif bir şekilde katılırken, 23 Mart tarihinde muhaliflerin yanında hayatını kaybeden ilk Filistinli Visam el-Gul oldu. Başlangıçta ayaklanmaya lojistik ölçekte yardım sunan Filistinliler, ayaklanmanın silahlı bir boyut kazanmasıyla daha önemli bir rol oynamaya başladı. Zira daha önceleri FKÖ içinde bulunan ve Lübnan’da gerilla savaşına katılmış eski Filistinli ‘fedailer’, bu konuda bir tecrübesi bulunmayan Suriyeli muhaliflerle tecrübelerini paylaştı. Bu durum Suriyeli muhalifler tarafından takdirle karşılandı.
Deraa’da Suriyeli muhaliflerin yapılanmasının içinde yer alan Filistinli mülteciler, Şam’da ve özellikle Yermuk Kampında ayrı bir yapılanmaya gittiler. ‘Beyt el-Makdis Tugayları’ adı altında örgütlenen grubun, çoğu Suriye ayaklanmasının ardından Katar’a yerleşen HAMAS Hareketi’nin eski mensupları tarafından kurulduğu iddia edildi. Beyt el-Makdis grubu Guta ve Şam’ın güneyinde bulunan diğer muhalif gruplara askeri eğitim sağlarken, rejim tarafından kuşatma altına alınan Yermuk Kampı’nın çoğunu 2012 yılından 2015 yazına kadar kontrolü altında tuttu. 2015 yazında IŞİD’in kampa girişiyle Beyt el-Makdis grubu kampın küçük bir bölümüne sıkıştı.
Öte yandan Esed rejimi saflarında savaşan Filistinli gruplar da bulunuyordu. Esed rejimiyle seksenli yıllardan bu yana yakın ilişkileri bulunan Ahmed Cibril liderliğinde Filistin Halk Kurtuluş Cephesi FHKC-Genel Komuta en önemli grup olarak ön plana çıktı. FHKC-GK özellikle 2012 yılında Yermuk Kampındaki rejim karşıtı ayaklanmanın bastırılmasında önemli rol oynadı. Grup, halihazırda bir kısmı muhalifler bir kısmı IŞİD’in kontrolünde bulunan kampın kuşatılmasında, rejim saflarında yer almaya devam ediyor.
Esed rejimi saflarında savaşan Filistinli mültecilerden oluşan başka bir grup ise Halep merkezli ‘Kudüs Tugayı’. Halep’in doğusunda bulunan Neyrab mülteci kampında kurulan örgüt, kampta bulunan Filistinli gençlerden oluşuyor. Hizbullah militanlarınca eğitim gördükleri öne sürülen mülteci gençlerin, ayda 200 dolar maaş aldığı iddia ediliyor. Grup rejim tarafından çoğunlukla Halep cephe hatlarında konuşlandırılırken, geçtiğimiz hafta muhaliflerin Halep çevresinde düzenlediği taarruzda 50’ye yakın mensubunun hayatını kaybettiği sanılıyor.
Suriye’de 5 yılı aşkın bir süredir devam etmekte olan iç savaşta, Londra merkezli Suriye’deki Filistinliler İçin Aksiyon Grubu’nun 2016 Mart ayında yayınladığı bir rapora göre; şimdiye kadar 3,100 Filistinlinin hayatını kaybederken, 1060 Filistinli tutuklanmış ve yaklaşık 150 bin Filistinli mülteci Suriye’yi terk edip bir başka ülkeye iltica etmek zorunda kalmıştır.