Tanzim Hurras Ed-Din ve Suriye’deki El-Kaide Varlığı
Suriye’de sivil halk gösterilerine karşı rejimin silah kullanmasıyla başlayan iç savaşın proxy war ve mezhep çatışması karakteri taşıması, Suriye sahasını ülkenin kendi silahlı muhalefeti haricinde küresel aktörlerin desteklediği gruplar ve birtakım radikal unsurlar için hakimiyet alanı haline getirmiştir. Bu oluşumların sahada bulunması muhalif gruplar arasında rejim ve müttefiklerine karşı ortak hareket etme ihtiyacından kaynaklanan birleşmelere sebep olurken, ideolojik farklılıklar ve bölgesel güç çatışmalarından kaynaklı ayrılıklara ve çözünmelere yol açmıştır. İç savaşın başlamasından bir yıl sonra sahada varlık göstermeye başlayan el-Kaide bağlantılı Nusra Cephesi, devrimin ilkelerini taşımadığı gerekçesiyle muhalif gruplar arasında yer edinememesi üzerine kimlik değiştirme siyaseti uygulamıştır. Bu siyasetin ürünü olan yapıların başarısız olması sonucu sahada Kaide’ye yakın gruplar yeni bir oluşum beklentisine girmiş, bu beklentinin sonucu olarak Tanzim Hurras ed-Din kurulmuştur.
Hurras ed-Din’in resmi Telegram kanalında yayınlanan logo.
Birleşmeyi doğuran nedenleri tespit etmek ve doğru okumak için birleşmenin nasıl bir sürecin sonunda gerçekleştiğini irdelemek gerekir.
Rusya’nın Suriye’ye müdahelesi sonrasında Suriye muhalefeti Esad rejimi karşısında askeri anlamda zayıflaması, Suriye muhalefetinin birleşmesi ve düzenli ordu kurulması konusundaki talepleri arttırdı. El-Kaide’nin Suriye’deki kolu olan Nusra Cephesi bu gelişmelerin üzerine birleşme çağrısında bulundu fakat bu girişim diğer grupların dini-ideolojik görüş ayrılıkları, bölgesel güç çekişmeleri ve El-Kaide ile anılmak istememeleri üzerine bu çağrı sonuçsuz kaldı. Uzun bir süre zarfınca Nusra Cephesi Kaide’ye biatlı kalarak birleşme çağrılarında bulundu ancak diğer gruplar birleşmenin önündeki en büyük engelin Nusra Cephesi’nin El-Kaide’ye olan bağlılığı olduğunu ve Nusra ile ortak hareket ettikleri takdirde kendilerinin de terör örgütü ilan edileceği ve Suriye devriminin uluslararası arenada meşruiyetini yitireceğini ifade etti.
2016 yılında Nusra örgütü isim değiştirerek kendisini Suriye devrimini esas alan, el-Kaide gibi küresel hareketlerle bağlantısı olmayan daha ılımlı bir çizgide göstermeye çalıştı fakat grubun yöneticileri arasında buna karşı olan isimlerin bulunduğuna dair haberler yapılmaktaydı. Aynı yıl Mayıs ayında el-Kaide lideri Zevahiri bir ses kaydı yayınladı. Zevahiri, yayınladığı ses kaydında net ifadelere yer vermese de sözleri Nusra’nın Kaide’den ayrılmasına yeşil ışık yaktığı yönünde yorumlandı.[3]
Bu atmosferin nihayetinde Nusra Cephesi 28 Temmuz 2016’da el-Kaide’den ayrıldığını duyurdu. Yayınladığı video kaydında ayrılık kararının devrimi kurtarmak için verildiğini söyleyen Nusra Cephesi lideri Culani, örgütün isminin de Şam Fethi Cephesi (ŞFC) olarak değiştirildiğini duyurdu. Colani yeni grubun herhangi dış bağı olmayacağını, grubun amacının Suriye’deki İslamcı muhalifleri yakınlaştırmak olduğunu ifade etti. Ayrıca el-Kaide ile örgütsel bağların kopartılmasının ABD ve Rusya’nın bahanelerini engellemek için Suriye halkının isteği üzerine yapıldığını söyledi ve ayrılık kararına ihtiyaç duyduklarını anlayışla karşılayan el-Kaide’ye teşekkür etti. Aynı gün içerisinde el-Kaide lideri Zevahiri’nin yardımcısı Ahmed Hasan Ebu’l Hayr tarafından Nusra’nın Kaide’den ayrılmak konusunda özgür olduğuna dair bir açıklama yapmıştı.[4] Nusra Cephesi’nin el-Kaide ayrılığının Kaide’nin izni dahilinde gerçekleşmiş olmasına ve grubun bu ortamı hazırlamak için aylar öncesinden hazırlık yapmasına rağmen ŞFC’nin ilanından sonra Nusra Cephesi’nin içinden Kaide’ye sadık bazı üst düzey yetkililerin, şerilerin ve grupların tepki gösterip örgütten ayrılması örgüt içinde çözünmeye yol açtı.
ŞFC Ocak 2017’de Astana görüşmelerine katılan grupları devrimi hedefinden saptırmaya yönelik adımlar atmakla suçladı ve bu grupları tasfiye etmek operasyona girişti. Bunun üzerine Ceyş’ul Mücahidin, Cephetu’ş Şamiye, Festakim Kema Umirt, Suvar’uş Şam ve Şukur’uş Şam gibi gruplar ŞFC’nin saldırılarından korunmak için Ahrar’uş Şam’a katıldı. Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra -28 Ocak 2017 tarihinde- Liva’ul Hak, Nureddin Zengi Hareketi, ve Şam’ın Fethi Cephesi başta olmak üzere bir çok grup birleşerek Heyet-i Tahrir’uş Şam’ı (Şam’ın Özgürlüğü Heyeti, HTŞ) oluşturdu. Ahrar’uş Şam’ın yöneticilerinden bazı isimlerin gruptan ayrılıp HTŞ’ye katılması ve beraberinde Ahrar’uş Şam’ın bine yakın savaşçısının gruptan ayrılıp HTŞ’ye dahil olması bu iki grup arasındaki rekabetin iyice artmasına sebep oldu.[5]
Ahrar’uş Şam’ın Suriye devrim bayrağını ve Birleştirilmiş Arap Kanunu’nu (Kanun’ul Muvahhad) benimsemesine HTŞ şiddetle karşı çıktı ve Ahrar’uş Şam’ı İslam’a aykırı eylemlerde bulunmakla suçladı. İki grubun birbirlerine karşı propaganda yaptığı bu süreç HTŞ’nin Ahrar’a karşı askeri bir operasyona girişmesiyle sonuçlandı. HTŞ’nin Ahrar’a karşı saldırıları sürerken içlerinde HTŞ’yi kuran ana yapılanmaları da barındıran Nureddin Zengi Hareketi, Ceyş’ul Ahrar, Ceyş’ul Esved’ul İslam, Liva’ul Hak gibi bir çok grup HTŞ’den ayrıldığını ilan etti.[5]
HTŞ 27 Kasım 2017 tarihinde yayınladığı açıklamada el-Kaide adına konuşan kimselerin kuruluşundan bu yana Heyet Tahrir-u Şam aleyhinde fitne yaydıkları, bozgunculuk yaptıklarını ifade etti ve Kaide’ye yakın isimlere bir dizi tutuklamalar gerçekleştirdi. İki hafta sonra serbest bırakılan HTŞ’yi şiddetle eleştiren Kaide destekçileri arasında Hurras ed-Din’in iddia edilen yöneticileri ve şerilerinden Sami Ureydi, Ebu Culeybib ve Ebu Kassam gibi isimler de bulunuyordu[6]
27 Şubat’ta varlığını internet üzerinden duyuran Hurras ed-Din, yaptığı ilk resmi açıklamada Şam sahasında çalışmaya başlayacaklarını söyledi. Ğuta için çağrıda bulunan grup, birbirleriyle savaşan muhalif gruplara da çatışmayı durdurmaları Şam için güçlerini birleştirmeleri çağrısı yaptı.[1]
Hurras ed-Din’i oluşturan gruplar ise şunlar;
Ceyş’ul Melâhim, Ceyş’ul Sahil, Ceyş’ul Bâdiye, Sahil Seriyesi, Kabul Seriyesi, Guraba Seriyesi, Cund’ul Şeria, Bettar Ketibesi, Ebu Ubeyde ibn Cerrah Ketibesi, Guta ve Duma Seriyesi, Ebu Bekir Sıddık Ketibesi.[2]
İdlib, Hama ve Lazkiye’de etkin olan grupların önemli bir kısmını, el-Kaide ile yaşanan ayrılıktan dolayı eski Nusra Cephesi’nden ve Heyet Tahrir’uş Şam’dan (HTŞ) ayrılan Kaide’ye yakın gruplar oluşturuyor. Yine aynı grupların yaşanan kırılmalardan sonra el-Kaide bağlantılı bir yapılanmanın oluşturulmasını beklemekte olduğu biliniyordu. Bu bağlamda grup el-Kaide’nin Suriye kolu olarak yorumlansa da bu yönde resmi bir açıklama bulunmuyor.
Gruba yakın, resmi olmayan Telegram kanallarından edinilen bilgilere göre Hurras ed-Din’in Genel Emiri eski Nusra Cephesi’nin askeri komutanı Ebu Hammam eş-Şami iken Şura meclisinde ise Sami Ureydi, Ebu Culeybeb, Ebu Kassam, Ebu Hatice Ürdüni ve Ebu Abdurrahman el-Mekki gibi isimler bulunuyor.
Bu tutuklamalar ve Kaide lideri Eymen el-Zevahiri’nin açıklamalarından sonra HTŞ içindeki Kaide destekçileri ayrılıp yeni gruplar kurdular. Bu gruplar el-Kaide’yi temsil noktasında örgütün merkezi liderliği tarafından tanınmadığı için yarı resmi sayılmaktaydı.[7]
Son olarak Şubat 2018’te Nureddin Zengi Hareketi ve Ahrar uş Şam, Cephe Tahrir Suriye (Suriye Kurtuluş Cephesi, CTS) adı altında birleşti ve birleşmenin ertesi günü HTŞ ve CTS arasında çatışmalar yaşanmaya başlandı. HTŞ içerisinde çatışmalardan uzak durmak isteyen birlikler sahadaki etkili gruplardan olan Feylak’uş Şam ve geçmişte HTŞ’den ayrılan Ceyş’ul Ahrar’a katılarak tarafsızlıklarını ilan etti.[8]
Yaşanan çözünmelerden sonra HTŞ’nin ŞFC adı altında eski Nusra Cephesi haricindeki tüm bileşenlerinin gruptan ayrıldığı görülmektedir. Nitekim Hurras ed-Din kurulmadan önceki dönemde kendi içinde çeşitli fraksiyonlara ayrılmış durumda olan HTŞ, Kaide’ye yakın bileşenlerini tutuklamalar sonrası yitirirken içerisindeki herhangi bir ideolojik bağlılığı olmayan, grubun sahadaki siyasi ve askeri olanaklarından yararlanmak için bulunan oluşumları ise CTS ile girilen çatışmalarda söz konusu grupların örgütten ayrılmasıyla yitirmiştir. Son olarak grup, lider Colani etrafında teşekkül eden bir yapı haline gelmiştir. Tüm bu gelişmelerden sonra HTŞ projesinin başarısız olduğu söylenebilinir. Suriye’de el-Kaide’ye yakın isimlerin HTŞ projesinin başarısız olmasından kaynaklanan boşluğu Tanzim Hurras ed-Din ile doldurmaya çalıştığı görülmektedir. Bu bağlamda Hurras ed-Din, ABD ve Rusya’nın hedefi olmamak, rejimin saldırılarına meşruiyet kazandırmamak ve gruplar arasında siyasi-askeri yalnızlığa itilmemek için Kaide’yi temsil noktasında resmi bir beyanda bulunmuyor olabilir ancak birleşme etrafındaki şahıslar ve grupların bu fonksiyonu yerine getireceği aşikâr.
Dipnotlar
[1] Suriye’deki cihatçıların yeni çatı örgütü: Hurras el Din, BBC Türkçe
http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43320530
[2] Halid Abdurrahman
https://medium.com/@hldabdurrahman/suriye-sahas%C4%B1nda-muhalif-gruplar-aras%C4%B1nda-son-g%C3%BCnlerde-ya%C5%9Fanan-geli%C5%9Fmelere-dair-bir-bilgilendirme-db1804fb876b
[3] Zevahiri: Nusra, El Kaide’den ayrılabilir, AJ TURK
http://www.aljazeera.com.tr/haber/zevahiri-nusra-el-kaideden-ayrilabilir
[4] Nusra Cephesi: Devrimi kurtarmak için El Kaide ile bağımızı koparıyoruz, AJ TURK
http://www.aljazeera.com.tr/haber/nusra-cephesi-devrimi-kurtarmak-icin-el-kaide-ile-bagimizi-kopariyoruz
[5] El-Kaide’den HTŞ’ye: Nusra Cephesi, SETA
https://setav.org/assets/uploads/2017/10/NusraCephesi.pdf
[6] HTŞ Şeyh Sami el Ureydi’yi neden tutukladı? Fetih Medya
http://www.fetihmedya.com/hts-seyh-sami-el-ureydiyi-neden-tutukladi/
[7] Suriye’de Şam’ın Fethi Cephesi ayrılığı sonrası El Kaide yapılanmaları Kaynak: Suriye’de Şam’ın Fethi Cephesi ayrılığı sonrası El Kaide yapılanmaları, MEPA NEWS
https://www.mepanews.com/suriyede-samin-fethi-cephesi-ayriligi-sonrasi-el-kaide-yapilanmalari-13509h.htm
[8] İdlib’te Muhaliflerin Güç Savaşı, Suriye Gündemi
http://www.suriyegundemi.com/2018/03/02/idlibte-muhaliflerin-guc-savasi/