Tel Rıfat ve Çevresi Ne Olacak?
TSK ve TSK destekli Özgür Suriye Ordusunun başlatmış olduğu Zeytin Dalı Harekatının 58. gününde Afrin kentinde, Mabatlı kasabasında ve Afrin’in kuzey ve batı ceplerinde yer alan yerleşim birimlerinde kontrolün sağlanması[1] ile birlikte operasyonu takip eden Türk kamuoyu ve uluslararası kamuoyunda hakim soru: ‘’Tel Rıfat ve Minnag hava üssü bölgelerine yönelik TSK ve ÖSO operasyon yapacak mı’’ oldu. TSK ve ÖSO yetkililerinden operasyonun sınırına ve süresine ilişkin net bir açıklamanın olmaması ve Zeytin Dalı Harekatı boyunca Tel Rıfat ve yakın çevresine yönelik fiziki bir ilerlemenin gerçekleştirilmemiş olması da bu bölgenin geleceği konusunda soru işaretlerini arttıran bir başka etken oldu.
Tel Rıfat ve çevresinin geçmişi
Bu bölgenin geleceğini değerlendirmeden önce bölgenin tarihselliğine, nitelik ve niceliğine bakılması bu noktada elzem görünmektedir. Tel Rıfat ve çevresi, Suriye savaşı öncesi ve sonrasında da Arap nüfusun yoğun olarak yaşadığı bir bölge olmasıdir ve 2016 yılının Şubat ayına değin Suriyeli muhaliflerin elinde bulunmuştur. Rusya’nın hava desteği ile birlikte YPG bölgeyi ÖSO’dan ele geçirmiştir.[2]Aynı zamanda bu bölge, Fırat Kalkanı operasyonu ve Halep’in rejim tarafından ele geçirilmesinden önce Halep ve Türkiye arasında bağlantıyı sağlamakta idi. Bu bakımdan Halep’in kuşatılması sürecine gidilmeden önce Rusya’nın bu bölgede YPG’nin alan kazanmasına destek olması rejimin daha rahat bir şekilde Halep’e odaklanmasına olanak tanımıştır. Rusya’nın vermiş olduğu hava desteği, YPG’nin Afrin kantonu olarak lanse ettiği bölgede, Rusya’nın YPG ile ilişkilerini geliştirmesine de zemin oluşturmuştur. Rusya bu yardımı ile birlikte, Afrin ve çevresinde asker konuşlandırmış ve mobilize ettiği birlikler ile bölgedeki varlığını göstermiştir. Bu durum aynı zamanda ABD’nin Suriye’deki vekalet gücü konumunda bulunan YPG’yi rejim eksenli uzlaşının yanında yer almasına yönelik Rusya’nın stratejisinin bir parçası olmuştur. TSK ve TSK destekli ÖSO’nun gerçekleştirmiş olduğu Fırat Kalkanı operasyonu sürecinin sonunda Rusya ile YPG bir anlaşma gerçekleştirmiştir. Anlaşma kapsamında Rusya Menbiç’e askeri sevkiyat gerçekleştirmiş ve YPG’ye kalkan olmuştur. Rusya’nın Menbiç hamlesi, Rusya’nın YPG’ye yönelik izlediği stratejiyi gösteren önemli verilerdendir.[3] Ancak Rusya, İran ve Türkiye’nin başlatmış oldukları Astana süreci sonundaki gelişmeler ve YPG’nin ABD eksenli tavrında bir değişiklik olmaması Zeytin Dalı Harekatı’nın zeminini oluşturmuştur. Elbette ki icra edilen harekat salt olarak bu nedene bağlamak doğru olmayacaktır. Ancak Tel Rıfat ve Afrin’in, Türkiye ve Rusya bağlamında ciddi bir öneme haiz olduğu gerçeği de önümüzde durmaktadır.
YPG’nin Tel Rıfat bölgesinde bulunan Ayn Dakka köyünde pusuya düşürdüğü 50’ye yakın ÖSO milisinin naaşlarını bir tır dorsesinin arkasına koyarak Afrin caddelerinde sergilemesi ise ÖSO tarafında YPG’ye olan nefreti arttırmıştır.[4] Bölgenin YPG tarafından ele geçirilirken yoğun Rus bombardımanına uğraması bölgede bulunan onlarca sivilin hayatını kaybetmesine ve onbinlercesinin de Azez veya Türkiye’ye göç etmesine sebebiyet vermiştir.[5] Afrin ve YPG kontrolünde bulunan çevre bölgelerinden hem Türkiye’nin sınır şehirlerine hem de ÖSO’nun kontrolünde bulunan Azez ve Mare kentlerine yönelik YPG’nin gerçekleştirmiş olduğu havan ve roket saldırıları bölge halkının tepkisine neden olmuş ve TSK’nın bölgeye operasyon yapmasına yönelik çağrıda bulunan gösterilerin yapılmasına sahne olmuştur. Nitekim Türkiye’nin destekleri ile ekipmanları sağlanan ve askeri eğitime tabi tutularak oluşturulan Suriye Milli Ordusu[6] içerisinde binlerce Tel Rıfat ve çevresinden milislerin bulunduğu bilinmektedir. Bu noktada Zeytin Dalı Harekatının ulusal, uluslararası ve bu yönüyle de yerel dinamiklere sahip olduğu gerçeği önümüzde durmaktadır.
Zeytin Dalı Harekatı ile gelinen son durum
Zeytin Dalı Harekatı kapsamında TSK ve ÖSO’nun Afrin kenti merkezini ve kırsalda bulunan kasaba ve köylerinin ele geçirilmesi ile birlikte TSK’nın önünde operasyona devam edebileceği Afrin güneyinde birkaç yerleşim bölgesi ile birlikte Tel Rıfat ve çevresi bulunmaktadır. Tel Rıfat, Minnag hava üssü ve çevresine yönelik fiziki bir ilerleme kat edilmemesine karşın bu bölgelerde Türk hava kuvvetlerinin ve topçu birliklerinin hedefinde olmuş ve bölge zaman zaman vurulmuştur. Afrin kentinde YPG’nin savunma hatlarının kısa sürede kırılması ve yıllardır yapılan hazırlıkların TSK ve ÖSO’nun ilerleyişini durduramayışı PYD/YPG tarafından bölgeye İran destekli Esad rejimi milislerinin çağrılmasına sebebiyet vermiştir. İran destekli rejim milislerinin bölgeye göndereceği konvoya yönelik Türk hava kuvvetleri ve topçu birlikleri engelleme faaliyetlerinde bulunmuş ve irili ufaklı sızmalar dışında bölgeye YPG bünyesi dışından militan girişi yapılamamıştır. Giriş yapan ve cephelere giden rejim yanlısı milislerinin akıbeti TSK ve ÖSO tarafından kısa sürede etkisiz hale getirilmesi ile sonuçlanmıştır. Bu noktada önemli husus, Türkiye’nin Esad rejimine ve Şii militanlara karşı tavizsiz bir duruş sergileyerek YPG’ye desteğe gelenler arasında ayrım gözetmemesidir. Nitekim Esad rejimine bağlı milisler ile İran destekli Şii milislerin Tel Rıfat’a geldiği yönünde ki bilgilerin ardından TSK’nın bölgeye yönelik hava operasyonu gerçekleştirmesi de bu bölgelerin geleceği noktasında bize ipuçları vermektedir.
Zeytin Dalı Harekatının önemli bir safhası geride kalmış iken Tel Rıfat ve çevresi büyük önem taşımaktadır. Tel Rıfat ve Minnag bölgesinin YPG’nin elinde kalması durumunda Türkiye’nin Fırat’ın batısındaki sınır güvenliğini tam manası ile sağlamış olamayacağı söylenebilir. Bu nedenle bu bölgelerin YPG’nin hakimiyetine bırakılarak operasyonun sonlandırılması mümkün gözükmemektedir. Bu bölgelerin Rusya ile birlikte Esad rejimine devri bir seçenek olarak öne çıksa da, rejimin Afrin’de ve diğer bölgelerde TSK ve ÖSO’ya karşı tutumu Türkiye için risk oluşturmakatadır.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Dairesi’nin verdiği bilgilere göre, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin bölgesinden 75 bin sivil Tel Rıfat bölgesine göç etmiştir.[7]
Tel Rıfat’ın geleceği
Yukarıda bahsini ettiğimiz yerel dinamiklerde hesaba katıldığında ÖSO’nun Tel Rıfat ve çevresinde hakimiyet kurulmasına yönelik isteği belirgindir. Zeytin Dalı Harekatı boyunca açıklamalarda bulunan ÖSO yetkililerinin ve ÖSO bünyesindeki savaşçıların servis edilen görüntülerde Afrin’den sonraki hedefin Tel Rıfat olacağı yönündeki beyanları da bu bölgeye yönelik operasyon olasılıklarını arttıran önemli verilerdir. Türkiye’nin öncelik olarak YPG’nin Fırat nehrinin batısından tamamen temizlenmesini amaçlayan anlayışı, Menbiç’e yönelik kararlı söylemleri, icrasına başlanmış bir operasyonda eksik nokta bırakılmamasını doğuracaktır. Tüm bu nedenler bir arada düşünüldüğünde Tel Rıfat, Minnag, Deyr Cemal, Şeyh İsa başta olmak üzere bu bölgelerin ve çevre yerleşim birimlerinin YPG’den arındırılması en muhtemel sonuç olarak gözükmektedir.
Tel Rıfat ve çevresi Rusya ve rejim açısından Halep merkezinin güvenliği açısından önem taşımaktadır. Suriyeli muhaliflerin Halep’in yarısını ele geçirdikleri operasyona öncülük eden Liva el Tevhid grubunun merkezi de Tel Rıfat’ta idi. İdlib bölgesindeki gözetim noktaları, Fırat Kalkanı Harekatı bölgesi ve Afrin’de TSK ve ÖSO’nun varlığı Halep merkezinin 3 cepheden kuşatılması anlamına gelmektedir. Tel Rıfat’ın kaderi Türkiye ve Rusya arasında siyasi müzakere sonucu belirlenmesi öngörülmektedir. Türkiye ve Rusya arasındaki müzakerelerin 4 farklı sonucu olabilir.
1- Bölgenin TSK ve Milli Ordu tarafından kontrol edilmesi.
2- Bölgenin Rusya ve Rejim yanlısı milisler tarafından kontrol edilmesi.
3- Bölgenin taraflar arası bölüşülmesi.
4- Bölgenin TSK ve Milli Ordu tarafından kontrol altına alınması ve ardından Milli Ordu’nun bölgeden çekilip sadece yerel polis güçlerin Tel Rıfat ve çevresinde varlıklarına devam etmesi.
Tel Rıfat için ne tür bir senaryonun gerçekleşeceği bilinmemektedir. Fakat Zeytin Dalı Harekatı’nın 58. gün içerisinde Afrin şehir merkezini ele geçirmesi sonucunda Tel Rıfat ve çevresi askeri anlamda kolay bir hedeftir. TSK ve Milli Ordu bölgeyi kısa bir süre içerisinde kontrol altına alma imkanına sahiptir. Diğer yandan bölgenin Türkiye’nin onayı olmadan rejim ve rejim yanlısı milislere devredilmesi düşük bir ihtimaldir. Nitekim Türkiye bölgede bir oldu bittiği kabul etmeyeceğini ispatlamıştır.
[1] 58. Gününde Zeytin Dalı Harekatı, Suriye Gündemi, http://www.suriyegundemi.com/2018/03/18/58-gununde-zeytin-dali-harekati/
[2] YPG, Tel Rıfat’ın tamamını ele geçirdi, Haberturk, http://www.haberturk.com/haber/haber/1196601-ypg-tel-rifatin-tamamini-ele-gecirdi
[3] YPG, Menbiç’in batısından çekildi: O köyleri Esad’a bıraktı, Mynet, http://www.mynet.com/haber/dunya/ypg-menbicin-batisindan-cekildi-o-koyleri-esada-birakti-2909606-1
[4]YPG, ÖSO üyelerinin cesetlerini teşhir etti, Al Jazeera Turk, http://www.aljazeera.com.tr/haber/ypg-oso-uyelerinin-cesetlerini-teshir-etti
[5] YPG, Tel Rıfat’ın tamamını ele geçirdi, Haberturk, http://www.haberturk.com/haber/haber/1196601-ypg-tel-rifatin-tamamini-ele-gecirdi
[6] Ayrıntılı bilgi için bknz: Suriyeli Muhaliflerden Milli Ordu çatısı altında birleşme hamlesi, Suriye Gündemi, http://www.suriyegundemi.com/2017/09/20/suriyeli-muhaliflerden-milli-ordu-catisi-altinda-birlesme-hamlesi/
[7] https://reliefweb.int/sites/reliefweb.int/files/resources/Afrin%20Fact%20and%20figures%2018%20March2018_2.pdf