Analiz-Haber / Suriye Gündemi
15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece, Türkiye’de tankların sokaklarda yürümesi ve F-16’ların şehirler üzerinde alçak uçuş yapmasıyla başlayan darbe girişimi, gece boyunca süren yoğun protestolar ve halkın sokaklara dökülmesiyle kanlı bir boğuşmaya dönüştü. Halkın büyük tepkisi karşısında darbe teşebbüsünde bulunan ordu mensupları geri çekilmek zorunda kalırken, darbe teşebbüsü akamete uğratıldı. Darbenin ardından yaklaşık 10 gündür ülke içerisinde darbe yanlısı isim ve gruplara karşı operasyonlar sürüyor.
Suriye’de yaşanan krizde önemli bir yere sahip olan Türkiye, Suriyeli muhaliflerin en güçlü destekçilerinin başında geliyor. Suriye’deki iç savaş neticesinde çoğunluğunu Suriye’nin kuzeyinden gelenlerin oluşturduğu yaklaşık 3 milyon Suriyeli Türkiye’de bulunuyor. Suriye’deki muhalifler hariç, Suriye iç savaşındaki baş aktörlerin tamamı ise, Türkiye’yle kavgalı görünüyor. Hali hazırda Esed rejimi, PKK’nın Suriye kolu olan PYD-YPG ve IŞİD, Türkiye’nin tehdit olarak algıladığı, iç savaştaki diğer aktörler. Bunun yanı sıra Rejime destek sağlayan İran ve Rusya ise, Türkiye’yle her ne kadar hala ilişkilerini sürdürmeye devam etse de, Suriye’de karşı karşıya bir pozisyonda durmaya devam ediyorlar. Bölgede ABD’nin IŞİD’e karşı savaşta PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG’ye destek vermesi ise, Türkiye’nin dış ilişkilerindeki daha geniş ölçekte ortaya çıkan meydan okumalardan bir diğeri.
Darbe Teşebbüsü ve Suriye’ye muhtemel etkileri
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hali hazırdaki hükümetin genel siyaseti göz önünde bulundurulduğunda, mevcut iktidarın Suriye muhalefetine destek verdiği biliniyor. Bu desteğin Türkiye’yi zor durumda bırakan hallerde de sürdürüldüğü düşünüldüğünde, mevcut iktidarın pozisyonunun kolay kolay değişmeyeceği anlaşılıyor. Yapılan bazı spekülasyonlarda iktidarın Suriye’de muhalefete destek vermesinin ülkedeki darbe teşebbüsünün nedenlerinden biri olduğu ve bunun uluslararası bir komplo olduğu da, hükümete yakın bazı kaynaklarca dile getirilen iddialar arasında.
Tüm bu tabloya bakarak iktidarın Suriye muhalefetine desteğini çekmeyeceği ve muhtemelen desteğini artırma yoluna gidebileceği ön görülebilir. Hali hazırda hükümetin uluslararası anlamdaki baskıyı kırabilmek için Suriye muhalefetine olan desteğini daha da artırabileceği iddiaları, mevcut kuşatılmışlık hissi göz önünde bulundurulduğunda, anlaşılabilir görünüyor. Buna karşın darbe teşebbüsünün ardından iktidarın orduyla arasında başlayan güvensizliğin, kaçınılmaz olarak Suriye’deki krize yansımalarının olabileceği, kuzey Halep’teki durum ve Lazkiye’nin kuzeyi göz önünde bulundurulduğunda, daha iyi anlaşılıyor.
Türkiye, kuzey Halep’te IŞİD’e karşı muhaliflere açık destek verirken, aynı bölgede YPG-SDG’nin muhaliflerle yaşadığı çatışmalarda muhaliflere topçu desteği sağlıyor. Hükümetle ordu arasında yaşanan bu krizin, bölgedeki bu gelişmelere ne ölçüde etki edeceği, merak ediliyor.
Darbe teşebbüsünün başarılı olması halindeyse, Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonunda radikal değişiklilere gidilebileceği, darbenin arkasındaki Gülen yapılanmasının ülkedeki Suriyeliler ve Suriye iç savaşına yönelik yorumlarından anlaşılıyor. Türkiye’de Erdoğan ve mevcut hükümetin dışında genellikle Suriye muhalefetine verilen destek farklı kesimlerce eleştiriliyor.
Darbe girişimine katılanların konuya dair bakış açıları göz önünde bulundurulduğundaysa, bu girişimin başarılı olmasının, Suriye politikasında muhaliflerin aleyhine bir değişikliğe sebep olacağı gözleniyor. Hükümete yakın kaynaklardaysa, Suriye’de muhaliflere verilen desteğin, darbe girişiminin önemli sebeplerinden olduğu sık sık dillendiriliyor. Buna göre ABD ve Rusya’nın anlaşarak Esed’in kalacağı bir çözümü dayatmak istediği, ancak Erdoğan ve mevcut hükümetin buna karşı çıktığı, bu sebeple Erdoğan’ı devirecek bir darbenin ABD desteğiyle tertip edildiği iddia ediliyor. Darbenin arkasındaki isim olarak adı geçen Fethullah Gülen’in ABD’de bulunuyor olması ve ABD’nin Gülen’i Türkiye’ye iade etmemesi ise, bu iddiaları güçlendiriyor.
Her şeye rağmen darbe teşebbüsünün hali hazırda akamete uğratılmış olması, Suriye muhalefeti için olumlu bir gelişme olarak gözüküyor. Zaten darbe teşebbüsünün ardından Suriye muhalefetinin büyük bir kısmı, Türk hükümeti ve darbeye karşı duran halka peş peşe destek açıklamaları yayınladı.
ABD’nin rezervleri sebebiyle Suriyeli muhaliflere olan desteğini sınırlı tutan Türkiye’nin, darbe teşebbüsü sonrası ABD ile olan ilişkilerinin zarar görmesi, Türkiye’nin Suriyeli muhaliflere olan desteğini daha da artırabileceği şeklinde yorumlanabilir. Buna karşın TSK ile hükümet arasında yaşanan güvensizliğin, IŞİD ve PKK’nın Suriye kolu olan PYD-YPG ile mücadeleye nasıl yansıyacağıysa henüz netleşmiş değil. Darbe gecesi darbenin başarılı olduğu düşüncesiyle Esed yanlısı bölgelerde sevinç gösterisi olarak havaya ateş açıldığı rapor edilirken, darbenin akamete uğratılmasının rejim yanlılarında olumsuz karşılanacağı anlaşılıyor.
Her halükarda bütün senaryolara göre Türkiye’de yaşanan darbe teşebbüsü ve ardından yaşanan gelişmelerin, Suriye’deki iç savaşı derinden etkileyeceği, net bir biçimde görülüyor.