Analiz-Haber / Suriye Gündemi
Suriye’deki ayaklanmanın rejimin saldırıları sonrasında silahlı mücadeleye dönüşmesi sivilleri doğrudan etkileyerek büyük acılar yaşamalarını da beraberinde getirdi. Yaşanan kriz ve çatışmalar neticesinde Suriyeli siviller kitlesel olarak evlerini terk edip komşu ülkelere kaçmak durumunda kaldı. Başta Türkiye olmak üzere yüzbinlerce Suriyeli Irak, Lübnan ve Ürdün ve hatta Avrupa’ya sığındılar. Mültecilerin çoğu güvenli bir yere sığınabilmişken Ürdün’e gitmeye çalışan bazı mültecilerin ülkeye girmelerine müsaade edilmeyerek zor şartlarda sınır hattında tutulmaları büyük bir insani krize neden oldu.
2011 yılın son aylarında özellikle Dara eyaletinden Ürdün’e mülteci akını başladı. Göç dalgası 2012 yılın ortasında zirveye ulaşırken, mülteci akışından rahatsızlık duyan Ürdün hükümeti 2013 yılında Suriye ile giriş noktalarını Rukban ve Hadlat haricinde kapatma kararı aldı. Çölün ortasında, Irak, Ürdün ve Suriye sınırların kesiştiği noktanın yakında bulunması ve en yakın köyden (Ruveyşit köyü) 120 km uzak olmasına rağmen Rukban bölgesine doğru mülteciler akın etmeye devam etti. Bölgeye yönelen mültecilerin sayısı 2015 yılın ortasında Tedmur’un Daiş ve sonrasında rejim tarafından ele geçirilmesiyle beraber artarken, 30 Eylül 2015 tarihinde başlayan Rus müdahalesinin sonrası yapılan hava saldırıları ise katalizör etkisi yaptı.
Ürdün’e girmelerine izin verilmemesine rağmen sınır bölgesi hava saldırıları maruz kalmadığı için mülteciler sınırda kalmayı tercih ederlerken, Ürdün hükümeti ise çeşitli bahaneler ve güvenlik gerekçesiyle mültecilerin sınırı geçmelerine izin vermemekte ısrar etti. Nitekim Ürdün kralı ikinci Abdullah 22 Haziran’da yapılan saldırıya atıf yaparak Rukban’da bulunanların arasında İŞİD’çiler olabileceği söylemişti.
Zira 22 Haziran 2016 tarihinde Rukban hudut noktasında bombalı araç saldırı gerçekleşmesi neticesinde 6 Ürdün Jandarma mensubu hayatını kayıp ederek 14 kişi yaralanmıştır, IŞİD tarafından üstlenen saldırıdan sonra Ürdün hükümeti Rukban bölgesi askeri bölge olarak ilan etmiştir. Aktivistler ise Ürdün kralı ikinci Abdullah’ın iddiası reddedip en azından çocuk ve kadınlar Ürdün’e girmelerini müsaade edilmesini talep etmektedirler.
Çadırlardan oluşan Rukban Kampında yaşayan mültecilerin sayısı hâlihazırda yarısı çocuk 75 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir, bunlardan 20 bin kişi Tedmur şehri diğerleri ise yakınlarında bulunan Mehin ve Suhne gibi beldelerinden gelmişlerdir. Kampta bulunan mülteciler ilaç, gıda, su eksikliğinden sıkıntılar yaşamaktadır, kampta sağlık hizmetleri veren Sınır Tanımayan Doktorlara ait ve Mayıs 2016 ayında açılan tek bir klinik mevcuttur. Birleşmiş Milletler ise 12 Temmuz 2016 tarihinde Ürdün hükümeti ile kampa yardım göndermek için anlaşmasına rağmen yardımlar ancak Ağustos ayında kampa gönderilmiştir. Mülteciler çölün ortasındaki kampta insanlık adına esef verici şartlarda hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadırlar.