Kim Kimdir?
IŞİD Tarafından Öldürülen Komutan: Ali Şeyh Salih
Profil / Suriye Gündemi
1982 yılında, Halep’in doğusundaki el-Bab’a bağlı Tedrif köyünde dünyaya gelen Ali Şeyh Salih hakkında çok fazla şey bilinmiyor. Arap asıllı olan Salih, Türkmen ağırlıklı Sultan Murat Tümeni’nde askeri lider olarak komutanlık yapıyordu.
Suriye’de başlayan iç savaşa kadar kendi halinde bir yaşam süren Ali Şeyh, bundan önce çiftçilik yapıyordu. Bazı kaynaklarsa onun ayakkabıcılıkla meşgul olduğunu söylüyor.
Suriyeli muhalifler arasında Ebu İbrahim el-Askeri olarak bilinen Ali Şeyh Salih, özellikle Fırat Kalkanı Operasyonu kapsamında, TSK ile birlikte IŞİD’e karşı savaşıyordu. Operasyondaki etkin gruplardan Sultan Murad Tümeni’nin askeri lideri konumunda olan Salih, IŞİD’e karşı önemli bir liderdi.
Ali Şeyh Salih’in, Kuzey Halep’teki IŞİD’e karşı yürütülen operasyondan bir görüntüsü
4 Ekim Salı günü, Halep’in kuzeyindeki Türkmen Barih köyü yakınlarında IŞİD’le yaşanan çatışmalar sırasında bir mayının patlaması sonucunda yaşamını yitirdi. ÖSO grupları, aynı gün kendisi hakkında bir taziye mesajı yayınladı.
Türkmen Sultan Murad Tümeni’nin askeri lideri Ali Şeyh Salih, Türkiye’deki Gaziantep şehrinde defnedildi. Salih 2 çocuk babasıydı. Hanımı ve çocukları ise, Gaziantep’te ikamet ediyordu.
Hedef Alınan ŞFC Lideri: Ahmed Selame Mabruk (Ebu’l Farac)
Profil / Suriye GündemiAhmed Selame Mabruk(Ebu’l Farac el-Masri), 1956 yılında, Mısır’ın başkenti Kahire yakınlarındaki Gize şehrinde dünyaya geldi.
Kahire Üniversitesi’ne bağlı bilgisayar bilimi bölümünden mezun olan Mabruk, Mısırlı el-Cihad(Mısır İslami Cihad) grubuna katıldı. 1981 yılında gerçekleşen Enver Sedat suikastı sebebiyle tutuklanan Mabruk, 7 yıl hapse mahkum edildi.
1988 yılında hapisten çıkan İslamcı lider, Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmak için Afganistan’a gitti. Burada o dönemler Mısırlı el-Cihad grubu liderlerinden olan Eymen el-Zevahiri’yle birlikte hareket etmeye başladı.
1992 yılında Sudan’a geçen Ahmed Selame, burada Zevahiri’yle birlikte el-Cihad grubunun aktivitilerini sürdürmeye devam etti.
1996 yılında Arnavutluk’u ziyaret etmesinin ardından Çeçenistan’a gitmek amacıyla Dağıstan’a geçti. Burada Rus güvenlik güçlerince tutuklandıktan sonra bir süre Mahaçkale cezaevinde yattı.
1997 yılında Azerbaycan’a geçen Mabruk, 1998 yılında CIA ve Mossad’ın da dahil olduğu ortak bir operasyonla yakalandı ve Mısır’a iade edildi. Mısır’da el-Cihad grubundaki aktiviteleri sebebiyle 15 yıla mahkum edildi.
2011 yılında yaşanan Arap Baharı sürecinde Mısır’da hapisten çıktı. 2013 yılında Suriye’ye geçerek El Kaide’nin Suriye kolu el-Nusra Cephesi’ne katıldı. El-Nusra’nın Şura meclisinde yer alan Mabruk, lağvedilen el-Nusra’nın yerine kurulan Şam’ın Fethi Cephesi’nde de Şura üyeliğini sürdürdü.
Ahmed Selame Mabruk, 3 Ekim 2016 günü Suriye’nin kuzeyindeki İdlib’e bağlı Cisr eş-Şuğur şehrinde, ABD’ye ait olduğu sanılan bir İHA saldırısında yaşamını yitirdi. Mabruk, 4 çocuk babasıydı.
Kuzey Suriye’de Yeni Güç: Özgür Idlib Ordusu
Profil / Suriye Gündemi
Geçtiğimiz günlerde Suriye’nin kuzeyinde Idlib merkezli varlık gösteren ÖSO’nun üç etkili grubu bir araya geldiğini açıkladı.
22 Eylül 2016 tarihinde internette yayımlanan video’da 13. Fırka, Sukur el Cebel (Dağ Şahinleri) ve Fırka Şimaliyye (Kuzey Fırka) bir araya gelerek Özgür İdlib Ordusu(ÖİO)’nu kurduklarını duyurdu.
Birleşme bildirisini okuyan Yüzbaşı Hasan Ali yeni yapının lideri olarak seçildi, Kuzey Fırka’nın komutanı Binbaşı Faris Bayyuş ise siyasi ve halkla ilişiklerden sorumlu olmakla beraber Hac Ali’nin yardımcısı tayin edildi. Diğer yardımcı olarak Binbaşı Ali Semahi seçildi. 13. Fırka’nın komutanı Ahmet Ebu el-Suad ise lojistik hizmetlerinden sorumlu oldu.
ÖİO’nın yetkilileri açıklamalarına göre grubun kontrolünde bulunan savaşçıların sayısı 6 bin asker civarında ve aralarında 2 yüz subay bulunuyor. Bu rakamı bağımsız kaynaklarca doğrulayabilmek mümkün değil.
ÖİO’yu oluşturan grupların MOM odası ile ilişikleri olması ve özellikle 13. Fırka’nın daha önce el-Nusra Cephesi ile çatışma yaşaması nedeniyle Şam’ın Fethi Cephesi’nin destekçileri arasında bu oluşuma dair bazı şüphelerin olduğu söyleniyor. Fakat ÖİO’ya yakın kaynaklar ise MOM odasını birleşmeye karşı olduğunu öne sürdü. Öte yandan İslam Ordusu liderlerinden Muhammed Alluş yeni yapıyı tebrik etti.
Yeni kurulan ÖİO’nun merkezinin Idlib’e bağlı Maaret el-Numan ve Kafrenbel beldelerinde olacağı tahmin ediliyor. Nitekim 13. Fırka’nın Maaret el-Numan merkezli olduğu ve aylar önce el-Nusra Cephesi ile aynı beldede çatışma yaşadığı biliniyor.
Üç etkili ÖSO grubunun oluşturduğu ÖİO, bu haliyle Özgür Suriye Ordusu’ndaki en büyük gruplardan biri olmakla birlikte, aynı zamanda kuzey Suriye’de Ahrar el-Şam, Şam’ın Fethi Cephesi ve Feylak el-Şam’ın yanında büyük muhalif gruplardan biri olacağı düşünülüyor.
Suriye Kızılayı Halep Direktörü: Ömer Berekat
Profil / Suriye Gündemi
Halepli Ömer Berekat (Ebu Süleyman) iki çocuk babasıdır. Batı Halep Suriye Kızılay direktörü olan Berekat, 19 Eylül 2016 tarihinde, Halep’e ait Urum el-Kubre’de düzenlenen Rus hava saldırısında hayatını kaybetmiştir.
Saldırıda Kızılay’a ait 18 kamyon hedef alınmıştır. Ayrıca Ömer Berekat’in, bir video’da Beyaz Kask (White Helmet) ekibi içerisinde kurtarma çalışmalarına katıldığı biliniyor.
Suriye Arap Kızılay’ı (SARC), Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve Kızılay-Kızılhaç Dernekleri Federasyonu (IFRC) olayla ilgili ortak bir bildiri yayımladı.
Kızılay İdlib şubesi, olaydan sonra 3 günlük yas ilan ederek, bu dönem içerisinde faaliyetlerini askıya alacağını açıklamıştır.
İlgili açıklama:
Öldürülen IŞİD Sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnani
Profil / Suriye Gündemi
Taha Subhi Fellaha (Ebu Muhammed el-Adnani), 1977 yılında, Suriye’nin kuzeyindeki İdlib’e bağlı Binniş’te dünyaya geldi. Çocukluğuna dair bilgiler kısıtlı olan Fellaha’nın, genç yaşlarda yerel bir futbol takımında oynadığı biliniyor. IŞİD’in resmi kaynaklarına göre Ebu Musab ez-Zerkavi’nin grubuna 2000 yılında katıldığı iddia edilirken, Adnani’nin ilk kez 2003 yılında Irak’taki savaşa katılmak amacıyla bölgeye gittiği kayıtlarda yer alıyor. Irak’a girmeye çalışırken tutuklanan Adnani bir süre hapiste tutulurken işkence gördü. Daha sonra bırakılınca tekrar Irak’a geçen Adnani, daha sonra Irak El Kaidesi adını alacak Tevhid ve’l Cihad örgütüne katıldı.
Amerikan ordusuna karşı savaşan Taha Fellaha, 2005 yılında Anbar’da yakalanarak Irak’ın güneyindeki meşhur Camp Bucca’ya gönderildi. Burada yaklaşık 5 yıl tutulan Adnani, 2010 yılında serbest kaldı. Aynı cezaevinde kalan ve daha sonra IŞİD lideri olacak Ebu Bekir el-Bağdadi’yle burada tanıştığı sanılan Adnani, 2010 yılında Irak İslam Devleti örgütü(IİD) sözcülüğüne getirildi. Güçlü hitabetiyle kısa sürede popülerlik kazanan IŞİD sözcüsü, adeta örgütün sesi haline geldi. 2013 yılında IŞİD’in ilan edilmesiyle El Kaide’den kopuş yaşayan örgütün, El Kaide’ye karşı en sert çıkışları yapan ismi grubun sözcüsü Adnani oldu.
IŞİD’in genişlemesi ve özellikle çok sayıda yabancı savaşçının katıldığı bir dönemde etkinliği artan Adnani’nin pozisyonu, zaman içerisinde sözcülükten daha fazla şey ifade etmeye başladı. Grup içerisinde yer alan diğer liderlerin zaman içerisinde öldürülmeleri, Adnani’nin konumunu daha da pekiştirdi. Bazı yorumlara göre gölge lider konumuna gelen Adnani, örgütte Bağdadi’den daha etkin bir konumdaydı.
Taha Subhi Fellaha, 30 Ağustos 2016 Salı günü, IŞİD’in resmi yayın organı Amak Ajansı’nın yaptığı açıklamaya göre, Halep’te cephe hatlarını kontrol ederken öldürüldü. Öldürülme nedeni ve yeri tam olarak belirtilmezken, konuyla ilgili ABD’nin düzenlediği bir hava saldırısının muhtemel ölüm nedeni olabileceği tahmin ediliyor.
IŞİD tarafından yayınlanan resmi taziye mesajında, dikkat çekici bir biçimde ilk kez Adnani’den, “el-Huseyni, el-Kureyşi” ismiyle hitap edildi. Bu ifade, Adnani’nin Bağdadi’nin yerine muhtemel “halife adayı” olarak hazırlandığı yorumlarına yol açtı.
Suriye Demokratik Güçleri
Profil / Suriye Gündemi
11 Ekim 2015 tarihinde Haseke’de gerçekleştirilen bir toplantıyla kuruluşu ilan edilen Suriye Demokratik Güçleri ittifakını YPG/YPJ ile birlikte Süryani Askeri Konseyi, Ceyş ü’l Suvar, Liva Suvvar Rakka, Liva el Tahrir ve el Sanadid oluşturmaktadır. Ceyş’ül Suvar’ın bünyesi altında Liva el-Selacile, Kataib Şems el-Şimal, Cebhet el Akrad, 99’uncu Piyade Tugayı, Liva Şuheda el-Atarib ve Liva Sultan Selim bulunmaktadır.
Suriye Demokratik Güçleri’nin Amerika’nın isteği üzerine kurulduğu ve YPG/YPJ tarafından yönetildiği düşünülmektedir. Bu yapı içerisinde yer alan Ceyş’ül Suvar kendisini Özgür Suriye Ordusu olarak tanımlamaktadır. Buna karşın bu yapının rejim ve IŞİD’le savaşan ÖSO birlikleriyle zaman zaman çatıştığı görülmektedir. Suriye Demokratik Güçleri bünyesinde YPG/YPJ haricindeki kuvvetlerin oranı tam olarak bilinmese de 10%’luk bir orana tekabül ettiği düşünülmektedir. Liva el-Selacile ve Liva Sultan Selim gibi unsurların, aslında bir askeri varlıklarının olmadığı ve Türkmen makyaj unsuru olarak kullanıldığı, Suriye Türkmen Meclisi ve ÖSO birlikleri tarafından iddia edilmektedir. Hama ve Humus bölgelerinde Ceys’ül Suvar’a katılan 777. Alay ve Humus Devrimcilerin Topluluğu gibi birlikler daha sonra bu yapıdan ayrılmıştır. İlk dönemlerde Ceys’ül Suvar’ın Cemal Maruf tarafından yönetildiği söylenmekteydi. Fakat bu hem Cemal Maruf hem de Ceys’ül Suvar tarafından yalanlanmıştır. Ceys’ül Suvar MOC ile çalıştığını yalanlamıştır fakat son dönemlerde yayınladıkları eğitim videolarında Suriye’de yaygın olmayan yeni silahlar görülmektedir. Bu silahların ABD liderliğindeki koalisyon güçlerince bu gruba verildiği sanılıyor.
Bunların yanı sıra YPG/YPJ saflarında Suriye Demokratik Güçleri çatısı altında savaşan önemli oranda yabancı savaşçı sayısı bulunmaktadır. Bunların çoğunluğunu Türkiye ve Irak’tan gelen PKK savaşçıları ve Türk MLKPD üyelerinin teşkil ettiği sanılmaktadır. Ayrıca YPG/YPJ saflarında yoğun sayıda Avrupa, Güney Amerika ve Kuzey Amerika kıtasından gelen ve genellikle sol görüşlü olan gönüllüler bulunmaktadır. Bazı kesimler tarafından bu gönüllülerin belli bir kısmının istihbarat elemanı olduğu iddia edilmektedir. Bu yabancı savaşçılar “Rojava’nın Aslanları” birleşeni altında toplanmaktadır. Liva el Tahrir ise başka iki grupla beraber Ceyş’ul Şimal adı altında birleşmiştir. Ayrıca Fırat Volkanı birleşenleri de Suriye Demokratik Güçleri’ne katılmıştır. YPG/YPJ haricindeki diğer Suriye Demokratik Güçleri unsurlarının ortak özelliklerinin savaşçı sayılarının az olması olarak ön plana çıkıyor.
Suriye Demokratik Güçleri’nin genel siyasetinde farklı isimler kullanma unsuru öne çıkmaktadır. Örneğin Menbic operasyonu için Menbic Askeri Konseyi kurulmuştur. Bu kurulan askeri konseyde ufak bir birlik olan Fırat Cerablus Tugayı yer almaktadır. Operasyonlarda çoğunlukla YPG/YPJ savaşçılarının bulunduğu sanılsa da, bu farklı isimlerin yapıya bir tür meşruiyet kazandırdığı düşünülüyor. Bu sebeple, Fırat’ın doğusuna tüm YPG/YPJ savaşçılarının geri çekilip, batısında Suriye Demokratik Güçleri’nin diğer unsurlarının kalması halinde, bunun yetersiz bir askeri varlık olacağı ön görülüyor.